47.BÖLÜM: GÖKTEN YAĞAN KAN

5.5K 253 167
                                    

Hatırlatma;

"Tamam Tuna Bey, şimdi size onları getiriyorum.Evet, Anka'da var.Tamam, görüşmek üzere."

"Biliyor musun, bir insanın diğer bir insana karşı işleyebileceği tek gerçek ahlaki suç, sözleri veya eylemleriyle bir çelişki, bir imkansızlık, bir mantıksızlık izlenimini yaratarak kurbanının rasyonellik kavramını sarsmaktır."
               -Ayn Rand

TANITIM VİDEOSUNU İZLEMEYİ UNUTMAYIN!

"Hayır, göremiyorum."dedim etrafıma bakınırken.Rengarenk ışıkların siyah kazağımın üzerinde dans ederken bıraktıkları parıltılar gözlerimi kamaştırıyordu.Burası fazla kalabalıktı; insanların sesleri bir süre sonra kulaklarımı tırmalıyordu. Saçlarımın arasına gizlenmiş kulaklıktan sesimi Kaya'ya duyurmaya çalışsamda bir süre duyamadım.Kesik gelen bir ses kulağıma iliştiğinde anlayabilmek için tüm dikkatimi vermiştim.

"Hızlı davran basit kuş."dedi, sesi kulaklıktan kulağıma ulaştığında ayak parmaklarım kadar titredim.Sesindeki tedirginlik ruhuma işlemişti.
Adımlarımı hızlandırdım.Bir yandan insanlara çarpmamaya çalışıyor, bir yandan tanınmamak için bakışlarımı herkesten kaçırıyor, bir yandan da kapıyı arıyordum.

"Tamam buldum.Uğur binanın çizimlerini buldu, hemen solundaki koridordan sağa dön.Basit kuş beni duyuyor musun?"
"Evet, devam et."dedim koridordan sapıp üzerime doğru gelen adamlara karşılık başımı yere eğmiştim.
Koridora saptıktan sonra koşmaya başladım.
"Solda bir kapı var, yangın merdivenine çıkıyor..." Kaya'nın bahsettiği yangın merdivenine girene kadar koştum.Koridorun boş olmasını kullanmıştım, kamera odasında Uğur olmasa belki buraya kadar bile gelemezdim.
Yangın merdivenine çıkan kapının kilitli olduğunu fark ettiğimde bir küfür savurdum.
"Kapı kitli, alternatif başka bir çıkış var mı?"diye sordum telaşla.Bir yandanda kilitli kapıyı inadına itmeye çalışıyordum.
"Siktir, aynı koridordasınız.Sana doğru geliyorlar."diye bağırdı Kaya.Elim ayağım buz tutarken kapıyı itmekten vazgeçtim.Nefesimin sesini dahi almayana kadar sessiz olunca etrafı dinledim, adım seslerini duyamıyordum.

"Basit kuş, beni duyuyorsan fısılda, sakın yüksek ses çıkarma sadece fısılda..."
"Kaya..."diye fısıldadım, sesimden dahi korkmuştum.
"Sakın kıpırdama.Tam  kapının önündeler, sesini dahi çıkarma, seni almaya geliyorum."diye fısıldadı Kaya kulaklıktan.
"Sakın kıpırdama."diye fısıldadım kendime.Nefesimi tuttum, adımları saydım.3...2...1...

(Bölüm Şarkısı/1: The Weekend-Ordinary Life)

12 SAAT ÖNCE ...

"Gidebiliriz."diye fısıldadı Kaya hemen yanımdaki koltuğun üzerinden kulağıma eğilmişti.Yüzüm kireç kesmiş olmalıydı.Uçak yolculuğu beni yormuştu, uzun süredir ağzıma bir lokma dahi atmamıştım, yarım saattir Uğur'un bizi getirdiği evde oturuyorduk.
"Hayır, ben iyiyim."dedim etrafıma bakınarak.Bulunduğumuz odada sadece Bora ve Emre vardı.Bora telefonuyla uğraşırken Emre'yse başını duvara yaslamış, kollarını göğsünde birleştirmiş uyukluyordu.Uğur ve Erim bahsettikleri adamı karşılamaya gitmişlerdi.

"Kaya?"diye fısıldadığımda benim kadar meraklı bakışlarıyla odayı inceleyen Kaya bana döndü.
"Uğur'un anlattıkları kafamı karıştırdı."
"Biliyorum.Uğur Talya'ya hikaye bile anlatamıyor, böyle bir olayı anlatabilmiş olması dahi mucize basit kuş..."dedi sırıtarak.Yüzümde gülümseme kırıntısı bulamadığında dudaklarını birbirine bastırdı.
"Bak, sanırım bunu onlar geldiğinde anlatırlar...Yani O geldiğinde..."

Kapı zilinin çalmasıyla vücudum titredi.Kaya cümlesini tamamlayamadan ayaklandığında herkesin ayağa kalktığını gördüğümden ayaklandım.
"Ne şom ağızlısın be Orca!"diye söylendi Bora kapıya doğru ilerlerken.Kaya ensesini kaşırken bir yandan tepkimi ölçebilmek için beni süzüyordu.Tepki veremeyecek kadar uyuşmuş ve aynı zamanda bir o kadarda korkuyor olduğumu sezdiğinde uzanıp kolumdan tuttu ve beni yanına çekti.Bu tam olarak kapı açılmadan önceki son otuz saniyeye denk geliyordu.

MODEL-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin