Yalnızlığım yine dans ediyor gözlerimin önünde, acı çektirmeye çalışıyor. Çaresiz bırakıyor beni. Kollarının arasına alıp, beni kendisine ait etmeye çalışıyor. Yapabilir miyim? Yalnızlığa kendimi teslim edip, kendi ellerimle kendimi bir hiç uğruna karanlıklara gömebilir miyim? Bilmiyorum.
Ah be yalnızlığım. Neden dansını bölüp arada sırada bana bakıyorsun öyle? Masummuş numarası yapmaya çalışma, inanmayacağım sana. Gelmeyeceğim yine yanına, katılmayacağım o çirkin dansına. Kendimi sana teslim edemem. O kadar güçsüz, o kadar aciz miyim sence? Bu sessizlik, etrafın bu bomboşluk hâli ve sadece buzdolabının gıcırdayışı. Bunlar beni sana teslim etmeye yetmez. Alıştım ben zaten yalnız kalmaya, kendi sessizliğimde kaybolmaya.
Ah be yalnızlığım. Bakma bana öyle, çaresiz kalıyorum. Yapacak bir şey yokmuş, bir çözüm yolu daha yokmuş gibi davranma. Belki birazdan o gelecek ve sen yenilgiyi kabullenip "hoşçakal" diyen taraf olacaksın. Bekleyeceğim onu ve beni, senin bu kötü oyununun içinden, güçlü elleriyle kurtaracak. Şu an sana gelmememin ve senin dansına katılmamamın tek nedeni; onun yanımda olduğunu hissetmem. Beni güçlü kılan tek şey budur belki de. Belki bu sessizlik de o yüzdendir. Bu yalnızlık o yüzdendir. Etraftaki her şey bizi başbaşa bırakmak için kendi kabuğuna çekilmiştir. Bizi rahat bırakmak için, birbirimize teslim olalım diye.
Gitme vaktin geldi, bedenim sana ait değil. Düşüncelerim, ruhum, hiçbir şeyim sana ait değil. Hoşçakal demek vaktidir şimdi.
Güle güle yalnızlığım, giderken yanında sessizliğini de al...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Taneleri
PoetryHer hikâyenin, her romanın bir yalnız, hüzünlü ve mutsuz başrol oyuncusu vardır. Karanlık odalarda benliğiyle savaşırken, gözyaşları süzülür tane tane, yanaklarından çene kıvrımına doğru. Bir kelebek girer o karanlık odaya. Bembeyaz bir kelebek...