Belki de bu şarkıda yanımda olmalıydın. Yalnız dinlememeliydim bu şarkıyı. Belki şimdi ağlamak yerine senin sıcak kolların arasında mutluluktan gülümsemeliydim. Güzel bir anısı olurdu belki de. Her dinlediğimde, ilk defa dinliyormuş gibi sarılıyorum bu şarkıya. Seni anlatıyor gibi, bilmiyorum. Anlıyor muyum onu da bilmiyorum. Sadece arkalardan gelen bir ses huzur dolduruyor içime. Gülümseyerek ağlamama neden oluyor ama bu mutluluk gözyaşları değil, bunun farkındayım sadece.
Yanımdan gelip geç, beni tanımayan gözlerinle bir bakış at. İster güzel ister anlamsız istersen de sıradan bir bakışma. Bak en azından gözlerime. ''Baktı!'' diyebileyim kendi kendime. Kendimi kandırabileceğim bir sahte mutluluk ver elime. Söz veriyorum ona iyi bakacağım. Ellerimde güvende olacak. Sadece seni özlediğim zamanlarda beni ele geçirmesine izin vereceğim.
Hâlâ duymuyor musun şarkının sözlerini. Sahiden duyamıyor musun? Sus şimdi, sesini hiç çıkarma. Şşş...
İşte hep böyle yakınımda ol, şarkıyı hiç duyma ve ben sana daha da yakınlaşayım. Sanki sana yaklaşınca ''gerçekten hâlâ duyamıyor musun'' diye sorunca duyacakmışsın gibi. Seni böyle kandırayım, seni böyle tutayım yanımda. Ne var ki, bunca yıl kendimi kandırdım beni sevdiğini düşünerek. Böyle de olsa yanımda olmanı istemem çok mu?
Şu an bu şarkının da bir dakika sonra biteceğini düşünemeyecek kadar mutluyum. Kokun burnumda, hayalin ise yanımda. Gözlerimi açmaya korkuyorum. Ya yanımda değilsen?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Taneleri
PuisiHer hikâyenin, her romanın bir yalnız, hüzünlü ve mutsuz başrol oyuncusu vardır. Karanlık odalarda benliğiyle savaşırken, gözyaşları süzülür tane tane, yanaklarından çene kıvrımına doğru. Bir kelebek girer o karanlık odaya. Bembeyaz bir kelebek...