Ruhsal Nöbet

39 2 0
                                    


Her duygumu, hissimi, içimde dolaşan acı veren sızımı kaleme dökebiliyor ve onları dışarı atabiliyordum. Bu eskiden bana çok daha kolay gelirdi. Fakat şu anda  yaşadığım acı veren, can yakan ve kalbimin sarsılmasına sebebiyet veren alçak duyguyu dışarı atamıyorum. Köreldim mi, yenildim mi, bilmiyorum. Savaş verdim mi, bilmiyorum. Tek bildiğim; ağzımda acı bir tat, damarımda dolaşan kanın da soğuk ve titrek olduğu.

Duygusal bir insanım. Yoğun hissediyor, yoğun yaşıyor ve yoğun aktarıyorum. Belki de yazmama sebep olan ve beni böyle var eden de buydu. Beni var eden şeyi hayatım boyunca sorgulayacağım. Şu an için bulduğum cevap bu. Fakat olur da ilerde duygularımı kaybeder ve hissedemez bir hal alırsa içimdeki ben, o gün yazamamak beni korkutur, aktaramamak değil. 

Hava soğuk. Çok soğuk. Önümden, sağımdan, solumdan insanlar geçip gidiyor. Hepsi de korkak gözlerle bana bakıyor. Sanki onlara saldırmak için yer arayan, çirkin bir yaratıkmışım gibi. Belki de ben, şu an içinde bulunduğum durumun verdiği bir travmayla bu şekilde algılıyor ve fobik bir duruma dönüştürüyordum. Böylesi şeylerin de gerçekliğini hiçbir zaman bilemeyecek olmanın verdiği garip bir hissiyat var. 

Derin bir nefes alıp, şiddetli bir şekilde geri dışarı vermek ve avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum: ''Olmayan Tanrınıza da, size de, mutlu anlarınıza da, mutsuz anlarıma da lanet olsun!'' 

Kelebek TaneleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin