Taktım yine kulaklıklarımı. Açtım müziği... Son ses. İçimi acıtacak, beni ağlatacak, güçsüzleştirecek ama bir o kadar da rahatlatacak bir şarkı.
Mavi patiklerim ayaklarımdan başlıyor bedenimi ısıtmaya... Yavaş yavaş... İçimi düşünmüyorum henüz.
Soğuk sarmış dört yanımı, acı çığlıklarla beraber. Yalnızlığın çığlığı, terk edilmiş çığlıklar; bir kenara atılmış, can çekişen çığlıklar... Dolduruyorlar bir bir beynimin içini.
Sıcacık, bir bardak çay. Tek şekerli, hafif acımsı. Kendime gelebilmek için, çayı şekerden yoksun bıraktım bugün. Ha bir de... Bir de içimi ısıtmak için bu kadar sıcak...
Bir yudum...
Ve büyük bir yudum daha...Kulaklığımdan sesleniyor bana Mabel...
''Kaldır kafanı bak, kimler can çekişiyor cennette?
Kim çoktan ölmüş, kim diri kendi cehenneminde?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Taneleri
PoetryHer hikâyenin, her romanın bir yalnız, hüzünlü ve mutsuz başrol oyuncusu vardır. Karanlık odalarda benliğiyle savaşırken, gözyaşları süzülür tane tane, yanaklarından çene kıvrımına doğru. Bir kelebek girer o karanlık odaya. Bembeyaz bir kelebek...