Karanlığın Aydınlığı

119 15 0
                                    

Bilmiyorum...
Bilemiyorum...
Ne yapacağımı, ne yapmak istediğimi
veya şu an ne yapıyor olduğumu.
Kendi içime hapsolmuşum yine,
seni bekliyorum orada.
Kendimden bile korkar haldeyim,
seni istiyorum yanımda.
Çok klişeleşti belki de evet,
hani derler ya:
''Yanımdayken bile çok uzaksın bana''
Sahiden öyle.
Durma bu kadar uzakta,
yaklaş biraz.
Sadece kokunu alabileyim,
ya da alamayayım,
gözlerine bakayım sadece,
göz bebeklerinde kendimi göreyim,
bu bile mutlu eder beni.
Susalım, konuşmayalım.
İzleyelim sadece,
karanlığı ortadan ayıran hilali.
Başımı omzuna yaslayayım,
kokun dolsun ciğerlerime.
Bana bak bir an,
bir an ama, derinden bak
Beni sevdiğini söyle,
ya da sadece o an huzurlu olduğunu belirt.
Benimle mutlu olmak iste,
benimle mutlu ol.
Gerçekten bilemiyorum ne yapacağımı,
sana bir şeyler söylemem gerekip gerekmediğini de
bilmiyorum,
bilemiyorum...
Bir ipucu ver bana, öyle bakma sadece
Gülümseme uzaktan uzaktan.
Kır bütün zincirleri,
duyma hiç dışardaki sesleri ve bana doğru
yürü...
Elimden tut ve inadına kaldır,
parmaklarımızın kilitli olduğu ellerimizi havaya.
Seviyorum galiba seni,
aşığım belki de...
Dedim ya, bilmiyorum.
Daha önce sevdiğimi hissettim birilerini,
aşık olduğumu düşündüm birilerine,
bu farklı mı sence de?
Yoksa bir sonraki, bir öncekinden farklı olmak zorunda mı?
Hiçbir şey yapmadan bile izliyorum seni
ve izlemek de istiyorum.
Ellerimi sınıftaki sıramın üzerinde bağdaş yapıp
başımı da arasına almak istiyorum.
Ve iç çeke çeke,
huzurun doruklarına ulaşmış olduğumu sandığım o noktaya
varana dek seni izlemek istiyorum.
Hiçbir şey deme,
yapma!
Gülümse ve başını çevir...

Kelebek TaneleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin