Yerinde duramayan minik çocuklar gibiydi umutlarım ve hayallerim. İçimde çığlıklar eşliğinde gülüşler var. Sanki daha dünyaya yeni gözlerini açmış bir bebeğin gözleri kadar temiz hayallerim var. Kimseye zararı olmayacak, yeni alınan kitabın kokusu kadar huzur verici.
Keşkelerin olmayacağı umutlarım var avuçlarımda. Parmaklarımın arasından göz yaşlarım damlıyor, mutluluk sızıyor içerisine. Kendi mutluluğumu, kendi huzurumu düşünüyorum sadece. Yanımda olacakları da düşünüyorum. Bir çok hayalimi yanımda olan dostlarımla kurdum, onlarla kurdum geleceğimi. Her ne kadar ellerim bu yaz sıcağında bile buz gibi olsa da, kendi kendime anlatsam da dertlerimi tekrar yanımda olacaklarına inanıyorum.
Ben de küçücük bir çocuk gibi hızlıca koşmak istiyorum umutlarıma, hayallerime doğru. Onları alabilmek, onlara tutunabilmek için belki defalarca buzdolabının üzerine zıplayacaktım. Sanki derslerimi bitirmiş ve çikolatasını almaya çalışan ufacık ayakları, ufacık elleri olan bir çocuk gibi.
Umutlarım olmasaydı, hayallerimden vazgeçerdim. Vazgeçmeyeceğim ve buzdolabının üzerindeki çikolatayı kimsenin yardımı olmadan kaptığım zaman ki mutluluğa eş değer, belki de daha da fazlasına sahip olacağıma inanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Taneleri
PoetryHer hikâyenin, her romanın bir yalnız, hüzünlü ve mutsuz başrol oyuncusu vardır. Karanlık odalarda benliğiyle savaşırken, gözyaşları süzülür tane tane, yanaklarından çene kıvrımına doğru. Bir kelebek girer o karanlık odaya. Bembeyaz bir kelebek...