30.Bölüm:"Dans"

43.5K 3K 448
                                    

Yarın, 18. Yaşıma basmamın şerefine bu günlük yeni bölüm yayınladım. Kendime zaman ayırdım diyebiliriz aslında. Biliyorsunuz, sınavıma çok az kaldı ve ben, beyin hücrelerimi öldürecek kadar çok ders çalışıyorum. Kendi kendime doğum günü hediyem, yeni bir kitap almak ve size bölüm yazmak oldu. İyi okumalar^.^

Ask.fm: standros
Facebook grubu: Standros'un kaleminden.

❄️

Yüksek bir uçurumdan aşağı düşüyormuşum gibi hissettiren şey, uyanmama sebep oldu. Sudan çıktıktan sonra nefeslerimi kontrol altına almayı deneyerek, zemine uzandım. Kaç saat suda durduğum hakkında herhangi bir fikrim olmasa da buruşmaya yüz tutmuş tenim, uzun zamandır burada olduğumu kanıtlar niteliğe sahipti. Kronos'un sesinin yankısı, aklımın içinde binlerce farklı versiyonu ile yankılanıyordu.

Ah, tanrıçalar adına. Biri üzerimde fazladan kötü şans filan mı kullanmıştı? Aksi hâlde Persephone'nin gelişi, düzeni bozmam ve Kronos'un rüyalarımı taciz etmesi açıklanamazdı. Mükemmel! Haberci olan Hermes değil, ben olmalıydım.

Sıkıntılı bir şekilde nefes aldıktan sonra yattığım yerden kalktım ve havluyu üzerime geçirip, odama ilerledim. Kapımın hemen dibinde ki parlayan zarf dikkatimi çekti. İçerisinden Kronos'un çıkmamasını umarak zarfı aldım ve açtım. Bu kadar olayın arasında Persephone'nin gelişini kutlayacaktık. İçimde ki kindar ses, tam kutlanılacağı anda savaş haberini vermek adına bağırıyordu. Fakat kinci olmak yanlıştı. Ah, kime göre? Üzgünüm anne, Persephone'nin suratını morartmak adına bu kötülüğü yapacağım.

Ne yapabilirdim ki? Şu sıralar her şey, mümkünmüş gibi daha da kötüye gidiyordu. Ölmeden önce eğlenmek benimde hakkımdı.

Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve üzerimde ki havluyu aşağıya doğru biraz daha çekiştirip, kapıyı açtım. Peri masallarından fırlamışa benzeyen kızlar, elinde bir avuç malzemeyle bana doğru bakıyorlardı.

"Balo için sizi hazırlamak adına buradayız, tanrıçam."dediler, hep bir ağızdan.

Geçmeleri için bir işaret yaptım ve geriye çekildim. İşte şimdi başlıyorduk.

İki kadın arasında ki savaş, erkekler arasında ki savaşlarından üstün olabilirdi. Fakat iki güçlü kadının arasında ki savaş, insanlığı yok etmeye yetecek entrika içerirdi.

❄️

Fıstık yeşili, dizimin beş santim kadar üzerinde biten elbiseye doğru kararlı bir şekilde baktım ve üzerime geçirdim. Göğüs kısmı dar ve V şeklindeydi. Göğsünden itibaren salaş bir şekilde aşağıya iniyordu. Sırt kısmı açıktı, belimin kavisine kadar uzanıyordu dekoltesi. Ucunda kar tanesi olan bir kolyeyi taktım ve aynaya ilerledim. Saçlarıma su dalgası yapmışlardı, açık renkte olan göz makyajım, elbisemle fazlasıyla uyumluydu.

Gri taşlı ayakkabıları giyindikten sonra odamdan çıktım. Tapınağın savaşçılarından biri, balonun yapılacağı salona kadar eşlik etti bana. Salon fazlasıyla göz kamaştırıcıydı. Boylu boyunca, taşlarla işlenmiş avize yere kadar uzanıyordu. Masalar, şaraplar ve yiyecekler ile doldurulmuştu.

Omzuma dokunan el sayesinde irkilip, hızlıca arkama döndüm. Hades, yarım bir gülümsemeyle beni inceliyordu. "Diğerleri nerede?"dedim, hızlıca.

"Birazdan gelirler. Çok hoş gözüküyorsun."dedikten sonra baş parmağını, boynumdan aşağıya doğru hafif dokunuşlarla indirdi. Parmakları, kolyemi bulduğunda samimi bir şekilde gülümsedi. "Sevdim,"diye mırıldandı.

Son Tanrıça|BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin