36.Bölüm:"Yeraltı 2"

37.4K 2.6K 68
                                    




Bir ihtimal üzerinden harekele kimseye zarar veremezdim. Yolun sonunda, beni neyin beklediğini bilmiyordum. Bu işleri, ben başımıza açmıştım ve temizlemekte benim sorumluluğumdaydı.

"Kurban olarak kendimi sunma gibi bir imkânım var mı?"

"Pekâlâ, şöyle bir düşünürsek sen Ruhların Tanrıçasısın. Bir ayrıcalığın olmalı."dedi, Serafina. Fakat Poseidon, onaylamayan bir ses çıkarttı.

"Nora, sana izin verdim. Daha ne istiyorsun?"

"İznini istemiyorum. Sen, benim kurbanım olmayacaksın. Seni kurtarmaya çalışırken öldürmek oldukça ironik bir durum olurdu."dediğimde çatık kaşlarla bana baktı. Ah, yine çenemi tutamamıştım.

"Neden bahsediyorsun?"diye sorduğunda onu geçiştirmek için söyleyebileceğim cümleleri düşündüm.

'İnan bana, bende neden bahsettiğimi bilmiyorum.'

'Ah, seni mi kurtacağım? Yok öyle bir şey, bu kaslarla güvendesin.'

'Kendi arkamı kurtarmaya çalışıyorum, seninle ne alakası var?'

Pekâlâ, hepsi elendi. Bir tane mantıklı cümle bile yoktu içlerinde -kasları dışında-

"Nora, sesli düşündüğünün farkında mısın?"diye sordu, Poseidon. Tam o an, yerin ikiye ayrılmasını ve beni alıp, Tartarus'un derinliklerine ulaştırmasını diledim. Kahretsin, kaslar ile ilgili olanı hiç düşünmemem gerekiyordu.

''Emin misin?Belki senin aklında, benim hayali sesim yankılanıyordur?'' Son mücadelemi gerçekleştiriyordum. Kıpkırmızı olmuş yanaklarım ve utançtan titreyen ellerimle, pek bir ilerleme kaydedebildiğim söylenemezdi. Fakat Poseidon, benim aksime oldukça rahat gibi duruyordu. Bana gülüyordu ki bu, bir nebzede olsa benim de rahatlamamı sağlıyordu. Parmakları, cehennem alevleri kadar sıcak olan yanağımın üzerinde dolaştığında bir titreme dalgası vücuduma akın etti. O dokunuyordu, ben daha çok yanıyordum.

''Bu renk sana çok yakışıyor,''diye fısıldadı kulağıma doğru. Her şey anlamını yitirmişti. Savaş, neden burada olduğumuz ve daha nicesi. Sadece o vardı, kalbim için. Ne yazık ki dakika itibariyle ondan başka her şeye kör olmuştum. Tüm renklerimi almış, bir tek okyanusun mavisini bırakmıştı bana. Gözlerinin mavisi.


''Bana gerçekleri anlatmanı istiyorum Nora. Anlat ki yardım edebileyim,''dediğinde daha fazla yalan söylemenin iyi bir fikir olmadığına karar verdim ve tüm çıplaklığıyla, gerçekliği anlattım.

-

Poseidon'u sakinleştirmemiz yarım saatimizi almıştı ve ayin için çok az zamanımız kalmıştı. Onu kurban edeceğimi söylemiştim-ki bunu yapmayı kesinlikle düşünmüyordum.- Belki bana kızacaktı fakat başka çarem yoktu. Belki de hayatımın en büyük risklerinden birini alıp, kendimi kurban edecektim. Serafina ile özel olarak konuştuğumda böyle bir ihtimalin olabileceğini söylemişti. Eğer söyledikleri doğruysa, kendimi öldürmeme gerek kalmayacaktı. Sadece ruhumu, bedenimden ayırmaya yetecek kadar derin bir darbe almam gerekiyordu. Aslında ruhumu birkaç kez bedenimden ayırmıştım fakat gidebileceği yerler, Dünya üzerindeydi. Başka bir diyara geçiş yapamıyordum, binlerce yeteneği içime doldururken bunu unutmuş olmaları gerçekten sinir bozucuydu.

Son Tanrıça|BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin