29.Bölüm:"Savaş"

43.6K 2.9K 391
                                    


Merhabalar, hikâyem yine sıralamadan kalkmış. Ah, tabi ki şaşırmadım. Son zamanlarda Watty'nin alışkanlık hâline getirdiği şeylerden biri oldu. Ne yazsam, hataya yakalanıyor. Neyse ki son bir hikâye daha yazıp, buralardan tamamen gideceğim. Aksi hâlde sinir krizi geçirme olasılığım fazlasıyla yüksek. Hepinize iyi okumalar.

Multimedya Nimpha
❄️

Ortama gerginlik hâkim olmuştu. Duvarlara çarpan nefes alış sesleri, tüm sessizliğe zıt nitelikteydi. Karşımda ki kişinin Persephone olduğunu bilmek, içimde ki kıskançlık duygusunu kamçılıyordu. Tanrı aşkına, bu kadın çok güzeldi. Afrodit'e rakip olabilecek kadar güzel. Ben ise sıradan bir kızdan fazlası değildim, güçlerim dışında.Duruşu bile asil bir şekildeydi. Benim kaba duruşum, onun yanından dâhil geçemezdi. Kadın, yürüyen seks gibiydi!

Fakat benim anlamadığım, burada ne işi olduğuydu. Başımda Jane derdi yokmuş gibi bir de Persephone eklenmişti. Ah, dünyayı kurtarmak gibi bir sorunum varken bunları düşünüyordum. Neden duygularım vardı sanki? Kronos'un istediği gibi bir savaş makinesi olsaydım, benim açımdan daha kolay olurdu.

"Söylediklerine dikkat etmeni öneririm. Karşında ki kişi Zeus'un kızı."dedi, Persephone'nin sağ kolu gibi duran kız. Ah, saçlarını yolmak istiyordum.

"Buna alışmalısın, Jane. Hak ettiğim yere geri döndüm, benimle boy ölçüşemezsin."diye tısladı, Persephone. Ardından bana doğru baktı. Yeşil gözlerinin arasına gizlenmiş siyah parçacıklar, içinde ki karanlığın yansıması gibiydi.

"Sana teşekkür etmeliyim. Sen olmasaydın, Hades'in yanında sonsuza kadar esir olacaktım. Sen, kararını değiştirdin. Fakat bir o kadar da üzgünüm, senin adına."dedi, yapmacık bir ses tonuyla.

"Ah, neden?"

"Ruh eşini, âşık olduğu kişiyle paylaşacak olmak epey üzücü olmalı."dedi ve dudaklarını büzdü.

Yumruk yaptığım elimi, dudağının ortasına geçirmek istiyordum. Siyah saçlarından tutup, gökyüzünden sallandırsam ancak geçerdi öfkem. Güzel yüzlü fakat çirkin ruhluydu. Poseidon hakkında konuşmasıyla birlikte zorlukla dizginlediğim sonu kötü bitecek olan hisleri, serbest bırakmıştı.

"Altına yattığın birinin seni, başkasına tercih etmesi oldukça trajik olmalı."dediğimde herkesin ağzı 'o' şekline büründü. Kendimi lise zamanlarındaymışım gibi hissetmiştim.

Persephone, bana doğru ilerledi. Her bir adımında topuklu ayakkabılarının, zeminde bıraktığı tok ses yankılanıyordu. Gözlerinde ki öfkenin sebebini bir türlü çözememiştim. Beni kıskanıyor muydu? Onun açısından hiçbir şekilde tehdit oluşturmuyordum ki.

"Ben, senden çok daha üst bir konuma sahibim. Benimle bu şekilde konuşursan, sonuçlarına katlanırsın."

"Pardon? Üst konuma sahip olmanın sebebi, babanın Zeus olmasıysa, benim ailem tüm Olimpos. Hangimiz daha üst konumdayız sence?"

Bir parmağını, göğsüme doğru savurdu. Tanrılar biliyor ya, o parmağı kırmak istemiştim. "Sen, içi doldurulan bir bedenden fazlası değilsin. Hiç doğmaman gerekiyordu. Bir amaç için doğdun, benim aksime."

Özenle seçtiği ve tiksinerek söylediği cümlelerinin gerçekliği, yüzüme bir tokat gibi inmişti. Prezervatif yırtılmasıyla dünyaya gelen bebekler gibiydim. Asla istenilmemiş fakat bir şekilde doğmuştum. Bir babam yoktu fakat beni doğuran kadın, bir anneden çok daha fazlasıydı. Bana, sevgiye dair hiçbir eksiklik hissettirmemişti.

Son Tanrıça|BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin