43.Bölüm:''Yaşam Fısıldayanlar''

36.2K 2.3K 96
                                    

.

-






Kalp atışlarım, parmaklarımın üzerinde baskı kuruyordu. Korkuyla yutkundum ve tüm acıya göğüs gererek liri çalmaya başladım. Parmaklarım, her tele dokunduğunda ruhumda feryatlar kopuyordu. Dokunduğum teller, boğazımı sarıyordu. Ruhumu, bir yay gibi gerip üzerine parmaklarını dokunduruyorlardı. Acı, tüm benliğimi sarmıştı. Parmak uçlarımın kanlar içinde kaldığını gördüm, Poseidon durmam için yalvarıyordu. Fakat duramadım. Bu sefer liri kontrol eden ben değildim, beni kontrol eden oydu. İnce teller, parmaklarıma geri dönülmesi imkânsız yaralar bahşetmişti. Beyaz kısım, kanımın rengine boyanmıştı. Bedenim de ruhum gibi çığlık çığlığa kalmıştı.

Notalar durduğunda titreyen ellerimi, tellerin üzerinden çektim. Karşımda duran tanrıçalara doğru baktığımda korku dolu bir nefes aldım. Birinin gözleri koyu mor, diğerinin ise elektrik mavisiydi. "Geleceğini biliyorduk,"dedi ikiside bir ağızdan. Poseidon'la şaşkın bir şekilde birbirimize baktık, parmaklarını bana doğrulttular ve 'gel,' anlamında bir işaret yaptılar. Odanın sonuna doğru yürüdük, siyah duvara dokundukları anda duvar ayrıldı ve geriye sonsuz bir gökyüzü kaldı. Yolun üzerinde yanan bir ateş vardı, ateşin etrafında toplandık.

"Ben Phoebe,"dedi siyah saçlı olan. Bu durumda diğeri de Themis oluyordu.

"Nora ve Poseidon."dediğimde gülümsediler.

"İkinizi de biliyoruz. Uykuya yatmamızın sebebi hakkında hiç konuşanlar oldu mu?"dedi, Themis.

"Hayır,"diye cevapladı Poseidon.

"Phoebe ile bu ateşin etrafında toplandık. Ateş, bize yeni bir görü bahşetti. Bu görü, diğerlerinden çok daha uzun ve can yakıcıydı. Sonunda o kadar yorgun düştük ki ruhumuz, bedenimize fazla gelmeye başladı. Çareyi asırlık bir dinlenişte bulduk."

"Ne gördünüz?"dedi, Poseidon.

"Her şeyi. Nora'ya dair, her şeyi."diye yanıtladı Phoebe, korkutucu bir ses tonuyla.

"O hâlde size neden geldiğimizi de biliyorsunuzdur."

"Biliyoruz, sana geçmişi ve geleceği göstereceğiz. Hazır mısın?"diye sordular. Poseidon'la birlikte son kez birbirimize baktıktan sonra onlara onay verdim.

"Ruhumuza dokun, anılarımızla beslen."

Enerji boyutuna ulaştıktan sonra Themis ve Phoebe'nin altın sarısını anımsatan bir renge sahip ruhlarına ulaştım. Geçmişimden de en az geleceğim kadar korksam da bunu yapmak zorundaydım. Olduğum kişiyi değiştirmezdim fakat iyileştirmeyi deneyebilirdim.

❄️

Kronos, sıkıntılı bir nefes verdi. Antik Büyücüler, çocuğun titan kanını almasını kabul etmiyorlardı. Bunun çocuğu öldüreceğini düşünüyorlardı. Bu kadar güç, çocuğa fazla gelebilirdi. Fakat Kronos, yaratacağı eserde ondan bir parça olsun istiyordu. Zaten tanrı ve tanrıçaların hepsinden nefret ediyordu, onlarla birlikte olmak bile oldukça zordu. Tek tesellisi, savaşı kazandıktan sonra hepsini kazığa dizecek olmasıydı. Kronos, yaratacağı eserle birlikte olmak istiyordu. Kız, safkan bir tanrıça olduğu sürece midesi buna izin vermeyecekti. Bu yüzden onu yarı titan yapmaya karar verdi. Her şarabın içine, kendi zehrini koyuyordu. Bunu kimse bilmiyordu, Kronos'tan başka.

Çocuğun gelişimi sorunsuz devam etti. Sahip olduğu güç, ölümüne sebep olmadı. Kronos şaşkınlık içerisindeydi. Kızın damarlarında hem 12 Olimposlunun gücü hemde Yüce Titan, Kronos'un gücü geziyordu. Fakat kız, titan yanını henüz keşfetmemişti. Tanrıların gücü şimdilik baskın geliyordu, titan gücü ortaya çıktığı zaman işler değişecekti. Kronos, gücün doğru bir zamanı kolladığını biliyordu. O gün geldiğinde kızı kontrol etmeyi deneyecekti. Yıllar önce babasının yaptığı gibi. Çünkü biliyordu ki kızın ruhu güçlüydü, yapacağı çoğu şeyin üstesinden gelebilirdi.

Son Tanrıça|BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin