33.Bölüm:''İtaatkar''

41.1K 3K 200
                                    

Merhabalar, sizinle bir şey paylaşacağım. Bu hesabımda hikayeler adına sorun yaşadığım için başka bir hesaba geçip, orada yazmaya devam etmeyi planlıyorum. Bu hesap yine kalacak fakat o, yedek hesap gibi olacak. Tabi bu hikayelerime final vermeden gitmeyeceğim ve bu, sadece bir düşünce. Ondan önce denemem gerekiyor, böyle bir şey olursa haber vereceğim.

-





Acı verici hatıraların işgalinden güçlükle kurtulmuş zihnim, korkuyla dolmuştu. Yaşayabileceklerimle ilgili kötü senaryolar, aklıma geldikçe mideme kramplar giriyordu. Pekâlâ, Demeter'in suçu vardı fakat bu cezayı tüm Olimpos'a yazıyorlardı. Başlı başına saçmalıktan öteye gidemezdi, yaşananlar. Daha varlığımın temelleri bile atılmamışken, Hades'in saçma intikamı doğrultusunda savaş makinesi olarak dünyaya gelmek adına hazırlanmıştım. İntikamını aldıkları sadece yaşayanlar değil aynı zamanda doğmamış olanlardı.

''Şimdi yaşadın, sıra uygulamada.''diye fısıldadı Hades, ruhumun derinliklerine. Düşüncelerim ne kadar güçlüyse bedenim de bir o kadar zayıftı. Verdiğim savaşın, attığım çığlıkların hiçbir önemi yoktu. Kabul etmeliydim ki kendi sonuma gelmiştim.

Yabancı parmaklar, kalp sınırlarımda gezindi. Ucu demirden olan bir şeyi, tenime değdirdikleri an iç organlarıma kadar acı yayıldı. Bir sürü ses vardı, hangisine yoğunlaşacağımı şaşırmış hâldeydim. Kendi iç sesim bir yana, koro hâlinde konuşan kişilerin sesi bir yana. Cümleler, kanıma bir zehir gibi karıştı ve beynime ulaştı. Direnmeye çalıştıkça yorgun düşüyordum. Ruhumu kontrol altına alan zehir, beni itaat etmeye zorluyordu.

''Hayır,''diye haykırdım. Bir şey değişmedi, sözcükler sonsuzluğun içinde kayboldu. Tıpkı irademin kayboluşu gibiydi, acı verici.

-

Kurumuş dudaklarımı, dilim yardımıyla ıslattıktan sonra güçlükle gözlerimi açtım. Bedenimin üzerinde tonlarca ağırlıkta, görünmez bir yük vardı. Kalbimin ve başımın ağrısı, dayanılmaz bir dereceye ulaşştı. Yerimden kalkmak istesem de başaramıyordum, bir şeyi bekliyor gibiydim.

''Kalmana izin veriyorum.''dedi Hades. O konuştuğu anda benliğim, sadakat duygusuyla sarsıldı. Bedenim ona itaat etti ve olduğu yerden kalkıp ona doğru ilerledi. Dizlerimin üzerine çöktüm ve efendime baktım. Alt benliğim, bunun yanlış olduğuna dair çığlıklar atsa da baskın gelen itaat arzum, onu susturuyordu.

''Benim kim olduğumu biliyor musun?''diye sordu, yarım bir gülümsemeyle. Ben ise hayran bir sırıtışla, onu izlemeye devam ettim. Beynimden yükselen küfür sesleri, hayranlığıma dair sözcükler sıralamama engel oluyordu.

''Siz, benim efendimsiniz. Bende sizin itaatkar köleniz.''

Hayır, sen bir orospu çocuğusun. Ve bende, götünü tekmeleyecek olan kızım. 'diye bir ses yükseldi içimden. Duyduklarım yüzünden ihanete uğramış gibiydim. Alt benliğim nasıl olur da efendime küfür edebilirdi?

''Sen, benim sevgilim rolünü oynayacaksın. Bugün Olimpos'a döneceğiz ve herkese, birbirimize âşık olduğumuzu söyleyeceksin. Bu arada sana ufak bir görev vereceğim.''

Son Tanrıça|BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin