°2• OYUN

783 49 23
                                    

İyi okumalar :)

~

Ve siz, gülümsemeyi değil gitmeyi tercih ettiniz..

Ve aynı zamanda geleceği kaybettiniz..

~

Bence insanlar yıldızlar gibiydi... Şanslı olanlar gökyüzünde parıldardı. Kimisi de doğuştan şanssızdı. Sadece başkalarının bedelleri yüzünden kayıp gidiyorlardı.

Seçim hakkı bırakılmadan, ben misali.

Adelet arayışında olanlar kandırılmaya yüz tutmuş bir o kadar da gözlerini gerçek dünyaya kapatmış insanlardı, bence.

İntikam ateşiyle yanıp tutuşanlar da önlerine hangi karanlık yol çıksa da gözünü bürüyen hırsla her yeri aydınlatırlardı . Fakat bir o kadar da gerçek dünyada ki iyilikleri göremeyecek kadar karanlıktaydılar... Her biri gökyüzünden kayıp düşmeye yüz tutmuş yıldızlar kadar rotasızlardı, bence.

Belki de benim de gözümü hırs bürümüştü. Her yerde annemin yere yığılışını görüyor , acı dolu çığlıklarımı duyuyordum... Gerisi yoktu. Hafıza kaybı, klasik olabilirdi ama çok trajikti.
Dünyam bir anda başıma yıkılmıştı sanki.

Psikoloğun tabiriyle ailemin kaybetmemin ve yaşadıklarımın sebebi olarak ruhsal bir çöküşteydim.

" Duru bu ruhsal çöküşü beraber atlatabiliriz. Hem okulunu yarım bırakmıştın, sağlığın için . Muhakak, senin de diğer her kız gibi hayallerin vardı. Güzel bir eş ve iş. Tabii ki mutlu bir hayat. Bu yüzden ruhsal sağlığın içinde okuluna devam etmen iyi olur. Sen ne dersin?" diyerek uzun konuşmasını tamamlamasıyla derin bir iç çektikten sonra bakımsız tırnaklarımla oynamayı bıraktım ve kafamı kaldırıp psikoloğum Stefan Zweig'e bakıp.

" Tamam. " diye kısık sesle onaylayıp ellerimle oynamaya devam ettim ve bakışlarımı parmaklarıma çevirdim.

Koskoca 1 hafta başımın arkasına aldığım darbeden dolayı uyumuştum. Şimdiyse bunun üzerinden 1 ay geçiyordu ve okullar da yarın açılıyordu. Aynı zamanda da annem ve babamın ölümünün üzerinden nerdeyse 1 buçuk ay geçmişti. Başımın arkasına sert bir darbe aldığım için olanlara ilk uyandığım da inanamasam da yavaş yavaş hatırlıyordum. Hatılamama en fayadalı olan araştırmamdı. Kimin yaptığı hakkındaki araştırmamız devam ediyordu. Güçlü biri oldukları; ulaşılmazlıklarından belliydi.

Fakat hafızamın yerine gelmesi daha da kolaylaştırırdı.

Doktorumun kanılarına göre yaklaşık 8 ay ve bir yıl arasındq hafızam yavaş yavaş tamamlanmaya başlarmıs fakat herkeste kesin değilmiş, bu bana bağlıymış. Şu anda sadece uzun yıllardır tanıdığım ve şimdi beraber yaşamakta olduğum Nehir ve Miray'ı, bir de küçüklükten beri arkadaş olduğumuz Ilgaz ve Oğulcan'ı hatırlamaya başlamıştım. Az da olsa...

Ama anlatılanlardan sonra bana ve aileme yapılanlar hakkında araştırmlar yapmıştım, ne de onları hatırlamıyordum ve her şeye inanasım gelmiyordum.

Ama topladığım bilgilere göre ve zaten Kaya Holding'in varisi olduğum ap açık ortaydı, ailemin intikmanı alacaktım.

Fakat hâlâ ulaşabildiğim tek bilgi iki kişi olduklarından başka bir şey değildi... Ben de intikam için gözünü karartanlardan olmuştum belki de.

Biraz daha konustuktan sonra izin isteyip 3 gün sonrası için tekrar sözleştikten sonra odadan ayrıldım.

Kızlar beni görünce gülümseyerek yanıma geldiler.

" Nasıl geçti? " diye soran Nehire cevap olarak "Güzeldi. " diyerek geçiştirdim.

"Ee..Ne dedi?" diyen Miray'a bu sefer gülümseyerek cevap verdim.

"Okula devam edebilirmişim." dedikten sonra tekrar önüme döndüm.

" Yine hep beraber olacağız."dedi sevinçle Miray. Bu sevecen halleri hoşuma gidiyordu.

" Aynen çok güzel olacak." diye mırıldanan bu sefer de Nehir'di.

Klinikten ayrıldıktan sonra bir taksi durdurup arkaya sırayla dizildik.

Miray telefondan kafasını kaldırıp "Duru Ilgaz'ın sana anlatacağım şeyler varmış. " deyip tebessüm etti.

" Annemlerle mi ilgiliymis?! " diye heyecanla ve merakla sordum.

" Bilmiyorum. Sabret!" deyip telefonuyla ilgilenmeye devam etti.

Oflayıp dışarıyı izlemeye başladım. Gerçekten bu canilerin kim olduğunu merak ediyordum. Belki de adalet arayışında kandırılmışlardı. Ya da sadece hırs için? Hırs için değer miydi? Ben onlara ne yapmıştım? Suçum neydi? Suçumuz neydi? Özlelikle babam ne yapmıştı? Gözümden düşen bir damla göz yaşına aldırmadım. Ve gözlerimi kapattım.

Bir gün hesaplar kapanacaktı...

Eve girince direk salona koştum. İyi ki bizim eve gelmişlerdi yoksa daha fazla sabredemezdim. Heyecanla Ilgaz'ın yanına oturdum.

" Hadi anlat!" dedim sabırsızca.

" Şimdi, silahı tutan kişinin yanındaki ismi Dinçer'lerdenmiş . Yani Dinçer holdingin şu an ki ikiz veliahtlarından biri. Babanları öldüren kişinin kimliği ise belli değil. Ama bunlar basına yansıtılmamış. Bu yüzden iyi bir plan yaparak içlerine sızmalıyız.Ve en önemlisi Dinçer holdingin ikiz velihatları bizim lise de. Öncelikle..."

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin