İyi okumalar :)
~
"Bayım,
kırık kalpler durağından
bir gözyaşı daha.."~
"Bütün cevaplar gerçek olacak." dedim onaylamasını bekleyerek.
"Tamam, sor." dedi gözlerini karşıya dikerek.
"En büyük pişmanlığın neydi?"diye sordum.
Bu sorumla ağzından laf almayı amaçlamıştım. Ki bu yeme atlar mıydı, bilmiyordum.
"Cenk'in çoğu suçunu para pahasına üstlenmem olmuş olabilir." dedi. Ve ardından bana kısa bir bakış atıp tekrar karşıya baktı. Taş duvarda ne görüyordu veya ne düşünüyordu. Merak ediyordum doğrusu.
"Neden ki?" diye sordum.
"İkinci sorun bu mu?" diye sordu o da bana bakıp tek kaşını kaldırarak.
"Hayır. Ben su içip geleceğim." dedim.
Mutfağa koşar adım ilerleyip içeri girince derin bir oh çektim. Başımı toplamam gerekiyordu. Yanındayken aklıma başka sorular da geliyordu, ne yazık ki.
~
"Efe," dedikten sonra derin bir nefes alıp gözlerimi yumdum. "Merve, senin için ne ifade ediyor?" diye sordum.
Sorduğum soruya karşın şaşırmamış gibi duruyordu. Sadece gözlerini yumdu. Ve dudaklarımın dün temas etmiş olduğu yanağını eliyle sıvazladı.
" Onu ne kadar sevmiş olduğumu mu duymak istiyorsun?" diye sordum.
" Efe, bak yanlış anlıyorsu-" diyerek açıklamaya çalışsam da histerik gülüşü karşısında ben de kaşlarımı çatıp dik dik ona baktım.
Eski defterleri açmış olabilirdim fakat böyle alayla gülmeye de hakkı yoktu.
"Hayır, kes şunu. " dedi.
" Bana kes diyemezsiniz, Efe Dinçer!"diye karşılık verdim ve sinirle ayağa kalktım. Ve çattığım kaşlarımın altındaki gözlerimi gözlerine diktim.
" Farkındaysan az önce söyledim."dedi sırıtarak ve beni iyice sinirlendirmek istercesine iki kişilik koltukta benim az önce kalkmış olduğum yerime doğru kaymaya yeltelendi ve ben de anında onun oturmasına izin vermeden inatla eski yerime oturdum.
"Hah! Senin aksine konuşmalarımızı ezberlemiyorum," dedim kocaman gülümseyerek ve ona döndüm. Ona kendi lafını satmıştım! "Sorumun cevabını alabilirsem, hani güzel olur diyorum?" dedim ben de onun gibi sırıtarak.
" Tamam, o zaman." dedi.
Ona süre tanıdım, daha demin takındığı tavrına karşın. Bir iki dakika gözlerini yumup bekledi.
" Merve," dedi pürüzsüz sesiyle,
"O, benim çocukluğum.. Biz birlikte büyüdük. Biliyor musun?" diye mırıldandı.Aramızdaki sinirli atmosfer dağılmış, yerineyse hatıralardan örülmüş bir hava yerleşmişti.
Çoğu anısını araştırdığım için biliyordum ama ondan da dinlemek istiyordum. Çünkü ben sadece araştırmıştım.
"Annemi hiç tanımadım." dediğinde adem elması sertçe yutkunmasıyla hareket etti. Sesiyse, pürüzlüydü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
Roman pour AdolescentsUnutulmaya yüz tutmuş biri, hayata nasıl tutunabilirdi? Belki de, en büyük düşmanı olan biri mi ona tekrardan yaşam verebilirdi? İntikamla kurulan oyunlar mıydı, onların hikayesi? ~ Ben annemi ve babamı da kaybettikten, hemen sonra eski, soğuk Duru...