Medyadaki Duru.
Oylarınız ve yorumlarınız için çok çok teşekkürler. Umarım böyle devam eder :)
İyi okumalar :)
1 hafta sonra;
Okul binasına giriş yaptığımızda aynı tempomda koşmaya devam ettim-yaram artık iyice iyileşmeye başlamıştı-. Bir yandan da Miray'ı kolundan çekiyordum . Nehir bizden önce girmişti derse.
" Miray hadi!" diye sitem ettiğimde kapıya yaklaşmıştık .
Kapının önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı tıktıkladım.
Hocanın onaylayan sesini duyunca kapıyı açıp içeri girdik , hoca'ya hitaben ;
" Geç kaldığımız için özür dileriz .." diye ikimizde aynı anda özrümüzü dile getirdik.
Sırama yöneldiğimde üzerinde beyaz bir kağıt duruyordu.
Kaşlarımı çatarak hızla yerime geçip oturdum.
İçimden 'o' diye düşürken kağıdı kimseye bir şeyden çaktırmadan alıp masanın altında tutarak hocaya kısa bir bakış attım.
Defteri yazıyordu . Yok yazıldık diye düşünürken Miray kolumu cimcikledi.
Kolumu tutarak sessizce inleyip Miray'a kaşlarımı çatarak baktım. Canım yanmıştı ,o'ysa bana özür niteliğinde gülümseyerek bakıyordu..
" Ne var ?!" diye sinirle tısladığımda gözleriyle kağıdı işaret etti. Hemen kağıdı katlayıp başımı olumsuzca sağa sola salladım.
" Ya..Ama .." diye kısık bir sesle mırıldanıp dudaklarını büzdü .
Kapşonlu diye tabir ettiğim -artık kesinlikle ismini bilmek istiyordum- kişiden olduğunu biliyordum.
Ve henüz Miray'a söylemek gibi bir niyetim yoktu..
♢ ♢ ♢ ♢
Sıcak çikolatamın bardağı avcumu ısıtırken ben hâlâ ısınamamıştım.
Moralim yine bozulmuştu .
Sebebiyse ;
" Yeni Arkadaşını sevdim. Başarılar. "
Kim olduğunu tahmin etmek zor değil !
Kapşonlu !
Yanımızdaki sandalyeler gürültüyle çekilirken üçümüz de -Miray, Nehir ve ben - irkilerek onlara bakmıştık. Miray'ların sohbeti de bölünmüştü ama şu an karşımızda çok dah ilgi çekici şeyler vardı..
Beni bıçaklayan çocuk karşımda duruyordu !Ve ben geçen hafta ona çok iyi davaranmıştım ve kendime kızıyordum. Ve hatta isteğini kabul etmiştim!
" Selam." diye mutlu bir ses tonuyla konuşan Can'a karşılık verdik.
Cenk'e sinir bakışlar atıyordum.
" Ee.. Naber? " dediğinde gözlerimi devirdim.
Beni bıçaklayan sendin !
" Sanane!" diye masadakilerin duyamayacağı bir tonda tıslayarak konuşurken göz ucuyla Nehir'e baktım matematik sınavıyla iligili cevaplardam bahsediyordu ve hepsi onu dikkatle dinliyordu .
" Ne ara bu kadar kendine güvenini topladın ?" diye sırıtarak konuştuğunda dişlerimi gıcırdatıp ayağa kalktım .
" Kalk!" diye ona bakmadan konuştuğumda ikiletmeden kalktı . Ama arkama kantinin çıkışına bakıyordu.
Ben de arkamı döndüğümde Merve ve Efe bize doğru geliyordu ama Efe'nin beti benzi atmış Cenk'e bakıyordu.
Cenk bileğimden tutarken içten içe sinir olsam da beni sürüklemesine izin verdim ta ki Efe'nin sesiyle durmamıza kadar..
" Bir saniye Cenk .." diye öfkesine karşın sakin bir sesle konuşurken Cenk'le ben yan yana Efe'yse bir kaç adım karşımızda duruyordu .
" Söyle kuzen ?" diye Cenk sorarcasına konuşurken sırıtarak dudağının kenarını kaşıyordu .
Ve ikisinin de şu anki bakışlarını anlatamaya değer kelimeler bulamıyordum.
Ve neden araları bu kadar kötüydü ?!
Birbirlerine meydan okuyan bakışlar atarken Efe bu sefer sırıtarak konuşmaya başladı . Efe'nin söylediklerine kulak kesildim.
" Çık okuldan ." diye sakince kelimeleri söylediğinde Cenk dudaklarını büzüp cıkladı .
" Olmaz. Daha Duru'yla konuşacaklarımız var ." dediğinde sinirden başlamıştım.
Efe'yi sinirlendiriyim derken şu an Cenk yüzünden ondan uzaklaşmaya başlamıştım !
" Sana çık dedim. İkiletme bir daha !" diye bir kaç adım yaklaşıp gözlerini kısarak ikimizin de yüzünü süzdü .
Bense alt dudağımı ısırmış pür dikkat Efe'ye bakıyordum.
" Cenk hadi sen git. Sonra konuşuruz." dedim kısık bir sesle .
" Neden ?" dediğinde Efe biraz daha yaklaşıp kolumu tuttu ve beni yanına çekti .
" Sana bu okuldan konuşacak bir kız da yok artık ! Bu okuldan uzak dur !" diye ciddi bir tavır takınarak konuştuğunda ;
Bense şaşkınlıktan ikisini izliyor , ne tek bir cümele kurabiliyor, ne de tek bir kelime söyleyebiliyordum.
" Yavaş ol Efe ." diye sakince konuşan Cenk'in iki kolundan birinde Ege diğerin de Can vardı . Ve sonunda bileğimi bırakmıştı. Sadece Efe bileğimi tutuyordu .
Beynim meraktan ne olacak diye düşünmekten, bedenim heyecandan titremekten , kalbimse küt küt atmaktan bir an geri durmazken sadece olanları izliyordum.
" Önce çevremden uzak ol." diye tıslayan Efe'yle aralarının iyice gerilmeye başladığını anlamıştım. Ama hâlâ bileğimi tutuyordu ve tutuşu sıkılaşıyordu .
Sinirle gözlerimi devirdim. Cenk her şeyi alt üst etmeye başlamıştı .
Kolumu çekiştirmem sonunda işe yaradığında Efe bileğimi bırkatı. Bileğimi ovuşturuken tenimdeki kızarıklara baktım. Parmaklarının izleri çıkmıştı. Umarım morarmaz diye içimden geçiriken kaşlarımı çatıp ellerimi ceplerime koydum.
Can ve Ege , Cenk'i kollarından tutarak uzaklaştırmaya çalışırken kafasını bize çevirip hafif sırıtarak ;
" Sonra görüşürüz! " dediğinde vücudumda bir gerginlik oluştu .
Oyunun peşini bırakmayacaktı ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
Teen FictionUnutulmaya yüz tutmuş biri, hayata nasıl tutunabilirdi? Belki de, en büyük düşmanı olan biri mi ona tekrardan yaşam verebilirdi? İntikamla kurulan oyunlar mıydı, onların hikayesi? ~ Ben annemi ve babamı da kaybettikten, hemen sonra eski, soğuk Duru...