Medyadaki Duru .
İyi okumalar :)
Eve girdiğim de kızlar henüz beni fark etmemislerdi .Mavi tonlarındaki desenli halıya bir adım attığım da parkelerden bir çıtırtı sesi duyuldu ve ikinci adımımda da.
Desenli halıya bakıp ofladım. Nehir şu an beni inceliyordu.
Ve ona bir açıklama borçluydum. İkisine de !
" Duru neredeydin bütün gece?" diye sordu ben odama doğru ilerken peşimden gelerek.
" Nehir ya Oğulcan'ları çağırsana .Benim Ilgaz'la konuşmam lazım.." diyerek sorusunu es geçtim.
" Duru.. Dün gece nolduğunu anlatır mısın? ... Yanağına ne oldu ?! " diye telaşla sorduğunda ofladım.
Kapşonlu'yu onlara anlatamazdım. Henüz erkendi. Zaten bir tek benimle uğraşıyordu .
Sanki hayatım çok kolaymış gibi !
"Ya ben çok az içki içmiştim . Sonra midem bunladı ben de dışarıya nefes almak için çıktım . Bir baktım Efe kavga ediyor . Ben bunları ayırmaya çalışırken oğlanın yumruğu benim yanağıma gelince yere düştüm. Sonra Efe beni eve getirdi. Ama anahtarlarım yoktu . Sizi de telaşlandirmak istemedim. Onlara gittik . Başka odalarda uyuduk o kadar ." dedim ve derin bir oh çektim. Aklıma bu gelebilmisti bir tek .
" Oh my dear ..." diyerek yanağıma dokundağun da büyük ihtimalle morardığından sızlamıştı ve ben acı dolu inlememi daha fazla tutamayınca dolan gözlerime baktı .
" Gel buraya ..."diyerek kollarını açtığında kollarının arasına sığındım.
Tıpkı bir yavru ceylan edasıyla sığınmıştım. Onlardan başka beni koruyacak kimim kalmıştı ki ? Uzakta ki akrabalarım mı ? Hayır. Herkes kendini , kendi ailesini düşünüyordu! Zaten onlara da ihtiyacım yoktu. Arkdaşlarımı seviyordum.
Ama anne diye sarılıp korkunca koynunda uyumayalı yaklaşık 2 ay olmuştu . Zaman çok çabuk geçmişti.
Gözyaşlarım yanaklarımdan firar edince kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Ama Miray'ı uyandırmak istemediğimden Nehir'den ayrılıp gözlerimi silip burnumu çektim.
Gerçekten zorlanmaya başlamıştım. Omuzlarım da bir sürü yük vardı . Ama neyse ki durumum çalışmamı gerektirecek halde değildi. Yoksa bu hayat daha ne kadar katlanılmaz olabilirdi bilemiyordum.
"Tamam ben Ilgaz'ları arıyorum." diyerek odadan çıktığında kendimi yatağıma attım.
Böyle zamanlarım da sorgulanmayı ve acı dolu bakışlar altında olmayı sevmiyordum ve bunu bilerek anlayış göstermişti.
Çok yorulmuştum ve gerçekten bu tempo bana fazla geliyordu .
" Ilgaz'lar akşama doğru gelebilirlermiş. Onları da telaşlandırmıyım diyerek ısrar etmedim Duru " dediğinde tebessüm ederek ;
"Tamam saol " dedim.
Beyaz makyaj masamın pufuna oturarak ayndan yanağıma baktım. Fazla morarmamıştı . Sadece hazfif mor ve pembemsi renk geçişleri vardı. Oflayarak kapatıcıyı elime aldım.
Bunu Efe'lerin evinde nasıl fark edememiştim . Ege'ler de fark etmemişti sanırım .
" Duru kapatıcıyla mikrop falan kapar beklede orayı pansumanlayıp yara bandıyla kapatalım."diyerek odadan çıktı.
Çok fazla dikkat çekicekti ama mikrop kaparsa daha kötü olabilirdi .
Nehir elinde pansuman malzemeleriyle gelince yanıma bilgisyar sandalyesini çekti ve oturdu .
Pansumana başladığında canım yanmıyordu zaten açık bir yara degildi aonucta tek bir tok atmıştı ama cildim hassasiyetinden biraz kızarıp kabarmıştı .
Pansumanı bitirip ayağa kalktığın da aynadan yanağıma bakarak ;
"Teşekkürler. " dedim .
" Bir şey değil canım. " diyip gülümseyerek odadan çıktı.
Bugün okula motorumla gitmek istiyordum. Okuldan çıkınca da biraz sahilde gezerdim.
Makyajımı geceden temizledikleri için rahattım . Okul saati yaklaştığı için kalkıp beyaz üç kapaklı gardırobuma ilerledim.
Okul üniformlarım her zamanki gibi en kenarda durduğundan alıp kapağını kaydırarak kapattım.
Altımdaki kotu çıkarıp koyu renk kotumu giydim. Tişörtü de çıkarıp beyaz renk gömleğimi giydiğim de hazırdım.
Saçlarımı tarayıp rimel ve portakallı dudak balmımı sürünce hazırdım. Efe'lerden gelirken giydiklerimi de çamaşır makinesine attım . Yarın verirdim .
Odamdan çıkıp mutfaktaki Nehir'e seslendim kapı pervazına dayanarak .
" Nehir ben çıkıyorum. Siz de geç kalmayın ." dedim kolumdaki saate bakarak motorla gidicegim için kahvaltı için de vaktim kalıcaktı.
Hole ilerleyip portmantoya astığım siyah deri ceketimi alıp giydim. Motorda üşütüp hasta olmak istemezdim.
" Tamam." dediğinde çoktan dışkapıyı açmıştım.
Siyah zincirli botlarımı giyip evden çıktım. Nedense bugün siyah giyinmek istiyordum. Sadece okul gömleğim beyazdı .
Motoru otoparktan çıkarıp kaskı taktım. Bindiğim de ne kadar özlediğimi fark ederek dişlerimi gösterek gülümsediğimde yanağım sızlamıştı .
Boşverip motoru çalıştırdım. Saçlarım uçuşurken sanki kuş gibiydim.
Geçmişi unutmaya çalışıyordum . Şu Kapşonlu'yu aslında. Ondan korkarak yaşamak istemiyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
Teen FictionUnutulmaya yüz tutmuş biri, hayata nasıl tutunabilirdi? Belki de, en büyük düşmanı olan biri mi ona tekrardan yaşam verebilirdi? İntikamla kurulan oyunlar mıydı, onların hikayesi? ~ Ben annemi ve babamı da kaybettikten, hemen sonra eski, soğuk Duru...