900 okunmayı geçmişiz okuyucular :) Teşekkürler :)))
İyi okumalar :)
Uyku sersemliğiyle yatağımdan çıkıp lavaboya doğru paytak adımlarla ilerledim. Yine yavaş bir şekilde lavaboya girip işlerimi hallettikten sonra çıktım. Üzermde fazlasıyla yorgunluk vardı .
Sanırım dün deniz havası çarpmıştı. En azından bugün okul yoktu .
Sadece dinlenmek istiyordum. Uyusam...
Ama bir kere uyandım mı bir daha uyayamıyordum.
Oflayarak beyaz dolabımın önüne geçtim. Marka olan siyah kışlık eşofmanlarımla , pembe şişme yeleğimi çıkarıp çabucak giydim.
Koşu ayakkabılarımı da giyip telefonu cebime koydum ve sessizce kızları uyandırmadan evden çıktım.
Hızlı bir tempoyla koşmaya başladım.
Rüzgarın serinliği her koşuşumda yüzümü yalıyor bedenimi biraz daha canlandırıyordu .
Deniz kıyısına vardığımda biraz koşruktan sonra nefesim daralınca durup bir banka oturdum.
Hızlı koştuğumdan yorulmuştum.
Bir kaç derin nefes alınca nefesim düzene girdi.
Bankda öne doğru eğilip dirseklerimi dizlerine yaslayıp başımı avuç içlerime yasladım .
Aradan yaklaşık 5 dakika geçince sıkılıp kalkmıştım. Tam koşmaya başlıyordum ki.
"Duru!!" diyen kişiye merakla döndüm.
Oha !
Şansa bak !
Mert ve Ege'ye bakıp gülümseyerek yanınlarına ulaştım.
" Selam . Naber Mert ?" dediğim de gözlerini devirdi . Mert bozulmuşcasına bana bakıp ;
" Can . " dediğinde mahçup olmuş bir şekilde dudağımı ısırıp başımı hafif eğdim. Ege'yse dudağını ısırmış kendini tutuyordu. Göz göze geldiğimizde bir kaç kez öksürüp kendini toparladı . Artık nasıl bir bakış attıysam.
" Pardon ya . Kafam biraz dağınıkta " diyerek rezilliğimi toparlamaya çalışırken bana bakıp gülümseyerek ;
"Boşver önemli değil "dediğinde ona baktım.
Marka eşofman takımının üstüne benimki gibi bir şişme yelek ve marka bir koşu ayakkabısı giymişti . Ege de aynı tarzdaydı.
" Daha burda dikelecek miyiz ? Yoksa yürümeye tek mi devam edeyim ?! " diye Ege cümlelerini sıraladığında homurdanarak yürumeye devam ettik.
Aslında Can da kötü birine benzemiyordu .
Biraz tempolu koştuktan sonra artık açlığıma dayanamayıp feryat ettim.
Karnım çok acıkmıştı ve artık dayanamıyordum . Neredeyse 1 saattir koşuyorduk
" Ben çok acıktım ya .." diye mırıldandığımda Can başıyla onaylayıp ;
" Tamam . Bir şeyler yiyelim" diye mırıldandı.
Biraz daha yürüdüğumüz de sahilin karşısında bir kafenin karşısına gelmiştik. Hızlı adımlarla ilerleyip içeri girdik . Modern bir tarzı vardı ve ne çok cıvıl cıvıldı ne de sıkıcı .
Cam kenarı bir masaya oturup beklemeye başladık.
Ege'yle ikimiz yan yana , Can da karşımıza oturmuştu .
Biraz sohbet ettikten sonra garson gelince siparişlerimizi verdik.
Kaşarlı gevrek istemiştim.
" Ben bir lavaboya gidiyorum " diyen Can'a bakıp başımla onayladım. Kibar çocuk!
Can gidince Ege'ye dönüp meraklı bakışlarım eşliğinde aklımdaki soruyu sordum.
" Miray'la niye dün beraber gittiniz ?" diye kaşlarımı çatarak sorduğumda oflayarak bana baktı .
" Biliyorsun bir kız yüzünden ayrılmıştık ve Miray beni bir kere bile dinlememişti. Partide de o kızla karşılaşınca Miray yine trip atmaya başladı . Ben de artık konuşalım dedim. Ama Miray'daki inadı biliyorsun. Biraz zor oldu . " dediğinde dudağımı büzerek başımı salladım.
O kızı da ,olayları da , ayrılmalarını da hatırlamıyordum.
Demek Miray o gece o yüzden bir anda üzülmüştü . Üzgün bakışlarımı Ege'ye çevirdim. Sevgili olsalar çok tatlı olurdu .
Miray da zaten iki gündür sürekli evin içinde sinirli bir şekilde dolanıp duruyordu ve bu da en çok bizi etkiliyordu .
Demek ki Miray'ın kabul etmesinin tek nedeni oyun değildi.
En önemlisi üzgündü ...Düşüncelerimi dile getirerek ağzımı açtım.
" Onu çok üzdün .."dediğimde acı dolu bakışlarını bana çevirdi .
O da yanıyordu bu ateşte . Tek taraflı değildi !
" En çokta bu üzüyor !" dediğinde onu da üzdüğümü fark ederek konuyu kapattım.
Efe'yi suçlayamazdım. O da üzülüyordu .
Can yanımıza gelince bir iki dakika sonra yemeklerimiz de gelmişti .
Gülümseyerek kahvaltıma baktım. Yemek yemeği seviyordum.
Yemeğimden başımı kaldırıp konuşmaya başladım.
" Ee .. Siz nerden tanışıyorsunuz ?" diye sorduğum da. Ege ;
" Kuzeniz ." diyerek cevapladı .
Vay canına ! Aslında hiç benzemiyorlardı . Esmer ve kumral .
" Hiç benzemiyorsunuz !"dediğimde Can ;
" Aynen " diyerek yanıtladı .
" Efe sizle takılmıyor mu ?" diye sorduğum da Ege yemeğinden yerken ;
" Normal de üçlüyüz de .Dün gece gelmedi ."dediğinde nerde olduğunu az çok tahmin edebiliyordum.
Bu çocuk oyunu çıkmaza sokmak zorunda mıydı acaba ?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
Teen FictionUnutulmaya yüz tutmuş biri, hayata nasıl tutunabilirdi? Belki de, en büyük düşmanı olan biri mi ona tekrardan yaşam verebilirdi? İntikamla kurulan oyunlar mıydı, onların hikayesi? ~ Ben annemi ve babamı da kaybettikten, hemen sonra eski, soğuk Duru...