İyi okumalar :)
10 bin olmuşuz. Okuyan, yorum yapan, oy veren herkese çook çoook teşekkürler. :)
~
Multimedia Efe'nin uyuyuşu.
~
Bırak bu gece de,
gökyüzü bize ağlasın.~
Neredeyse geçmiş şişliklerim pek de göze takılmıyordu, artık.
Efe'nin kalbini kırmak veya onu üzmek istemezdim. Fakat aynanın karşına geçmiş kendime bakarken, Merve'yle bir ihtimallerinin kaldığını düşünmesinden memnun olmayacağımın da gayet farkındaydım. Belki de o Ada Merve defterini kapamaya başlamışken.
Kalbini kırmak istemezdim. Ama zaten benim hayatım genel olarak -malesef ki- isteklerime bağlı olarak ilerlemiyordu. Ne kadar plan yaparsam yapayım doğaçlama gidiyordu.
Annemi ve babamı kaybetmektense nelerimi vermezdim. O içimdeki boşluğu dolduracak bir kimse yoktu. Akrabalarımdan çoğunun umrunda olmamıştım. Zaten anne tarafımın durumu da cok iyi degildi. Sadece halam ve dedem vardı. Dedem sirketin başındaydı. Ortaklarla alakalı bir problem olduğunu duymuştum. Halam da Italya'daydı. Kuzenim Çağın'la.
Çağın'ı silmeye yetmemişti, hafıza kaybı. Fakat hiç aramıyordu ve neredeyse kendini unutturmuştu. Kırılıyordum. En azından iyileştiğimden sonra arasa olmaz mıydı? Sadece bir kere aramıştı. Ve hastaneye gelmişti. Sonra bir adaha konuşmamıştık.
Derin bir nefes alıp yüzüme su çarptım ve havluya sildikten sonra dudaklarımı kenarlarından çekip gülümseme numarası yapıp halime baktıktan sonra dil çıkardım ve göz devirerek lavabodan çıktım.
Stres bana yaramıyordu!
Derin bir nefes alıp Efe'nin kaldığı odanın kapısını tıklattım. Ege'yle birlikte kalıyorlardı. Fakat ev halkının kalkmasına rahmen o hâlâ uyuyor olmalıydı. Kapı kolunu tutup yavaşça açtım. Uyurken nasıldı? Tırnaklarımı kemirme hissi içimde kol gezerken derin bir nefes alıp kapıyı aralık bırakarak içeri girdim.
Kalbim küt küt atarken koyu lacivert yorganın dağılmış olduğu çift kişilik yatakta sırt üstü yatmış, başını beyaz yastığın üzerindeki koluna yaslamış, diğeriyse karnında oğlana baktım. Bir kez daha baktım!
Dişlerimi göstererek gülümsediğimi fark ettiğimde ellerimi ağzıma örtüp kendi kendime kıkırdadım. Onu ikinci kez uyurken görüyordum. Ilki kapsonluyla karşılaştığım gece eve giremediğimiz için onlarda kalmam nedeniyle gerceklesmisti. Fakat Efe'ye o aralar o gözle bakmıyordum.
Derin bir nefes alıp lacivertliğin arasındaki bedende gözlerimi gezdirdim. Ardından küçük ve sessiz adımlarımlarımla yatağının yanına, yüzünün hizzasına halıya oturdum.
Tatlıydı! Vay canına!
Bunu ona söylesem ilk gözlerini devirirdi. Sonra ne derdi, sahi?
Derin bir nefes daha aldım. Çok heyecanlıydım. Üzerinde siyah yüzücü atleti vardı. Ve sanki, onun vücudu için üretilmişti. Kol kaslarında gözlerimi kasla oyalamayıp, yakışıklı yüzüne çevirdim, bakıslarımı.
Belki kendimi ona fazla kaptırmamalıydım fakat şu an bunu umursayacak da değildim.
Başı hafif benim tersi yönüme doğru duruyordu. Gülümsedim. Oturduğum yerden kalkıp yatağın etrafını dolaştım ve yatağın üzerine çıkıp dizlerimin üzerinde yanına doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
Teen FictionUnutulmaya yüz tutmuş biri, hayata nasıl tutunabilirdi? Belki de, en büyük düşmanı olan biri mi ona tekrardan yaşam verebilirdi? İntikamla kurulan oyunlar mıydı, onların hikayesi? ~ Ben annemi ve babamı da kaybettikten, hemen sonra eski, soğuk Duru...