°19•

237 27 0
                                    

İyi okumalar :)

Miray'dan

Hepimiz toplanmış Duru'nun sapa sağlam uyanmasını bekliyorduk . Bir gün boyunca yoğun bakımda kalmıştı. Şimdiyse normal odaya çıkmıştı ama hâlâ uyanmamıştı . Oysa ki doktorların 1 saate kadar uyanır demesinin üzerinden 2 saat geçmişti ve Nehir'le ben ayakta zor duruyorduk . Dün geceden bu yana hiç uyuyamamıstık ve şu an gözlerim kapanıp duruyordu .

' Ama uyanması gerekiyordu ! ' diye bir kez daha içimden geçirdim.

" Miray hadi gidiyoruz !" diye seslenen Oğulcan'a baktığım da itiraz istemez bir şekilde Nehir'in elini tutuyordu . Nehir de aynı zamanda benim gibi gitmemek için homurdanıyordu .

" Yok ya . Siz gidin . Ben kalacağım .Birimiz kalsın bari ."diye bir açıklama da bulunduğum da ilk biraz daha ısrar etseler de sonunda bana hak verip vedalaştıktan sonra yanımızdan ayrıldılar .

♢ ♢ ♢ ♢

Saate baktığım da 19 : 32 ' yi gösteriyordu.

Ofladıktan sonra söylenmeye devam ettim.

" Hayır. Anlamıyorum. Yani bu kızcağaz neden uyanmıyor ki koskoca üç buçuk saat geçti !" diye homurdandım.

" Biz de anlamıyoruz Miray . Susar mısın artık canım arkadaşım ?" diyen Ilgaz'a bakıp gözlerimi devirdim.

Sadece ikimiz kalmıştık . Büyük ihtimalle Nehir ve Oğulcan uyuya kalmıştı. Ege'yse yeni çıkmıştı .

Duru'nun doktoru önümüzden geçerken üzerini inceledim. Kırklı yaşlarında esmer bir bayandı . Şık giyinmişti . Eteğinin kırık beyazı duvarların karamel rengiyle beyaz da olan uyumunu yakalıyordu . Kadın içeri girince ayağı kalkıp bir iki adım yürüdükten sonra ters yöne dönüp bu şekilde voltalar atmaya başladım. Baş parmağım istemsizce dişlerimin arasına gidince umursamadım.

Stresli olduğum da böyle olurdu . Daha fazla düşünüp daha fazla konuşurdum. Tırnaklarımı kemirirdim. Tırnaklarını kemiren kişilere ' tırnaklarını yeme ' diye yapılan kınamalara karşıydım. Sadece ucunu koparıyorduk !

Omzuma çarpan kişinin sözleriyle dalgın bakışlarımı mermerden çekip yüzüne baktım.

Efe ! Gelmişti !

" Önüne bak !"diye homurdanan sesine aldırmadım ve yerime geçip oturdum. O hep böyleydi .

Ege ve Efe duvara yaslanıp telefonlarından bir şeylere bakmaya başladığın da ben de Duru'nun kapısına bakıyordum.

Bir iki dakika sonra kapı açılınca ayağa kalktım ve çıkan doktorun yanına doğru ilerledim. Doktorun adı " Feride" ydi. Bunu gömleğinin kenarındaki karttan okumuştum.

" Duru nasıl ?" diye benden önce soran Ilgaz'ın sorusuyla Feride hanım derin bir nefes alıp konuşmaya başladı .

" Önecelikle hastanın durumu gayet iyi . Isteyenler bir kez olmak şartıyla ziyaret edebilir . Ama 5 dakikayı geçmesin , hastayı yormayın ."diye ikaz eden sesine bir şey demeyip gülümsedim. Doktor uzaklaşırken biz kim kim gireceğimize karar veriyorduk .

" Tamam o zaman biz Ege ,Ilgaz ve ben girelim. Çıkınca da diğerlerini ararız . Sonra da sen girersin odaya Efe ? " diye sorarcasına konuştuğum da hepsi beni onayladı ve üçümüz odaya girdik . Efe yanlız konuşmak istemişti.

" Duru ..." diye mırıldanıp yatağının başında durdiktan sonra hafif eğilip anlını öptüm.

" İyi misin? " diye sorduğum da anlını silip konuşmaya başladı. Islak öpücüklerden nefret ederdi ve ben de bilerek yapmıştım.

" Eh işte ." diye mırıldandığın da başımla onayladım . Şu an her şeyi konuşamıyorduk çünkü Ege de buradaydı. Neyse . Zaten canını sıkmamamız gerekiyordu .

Hepimiz susuyorduk . Çünkü şu durum da onunla konuşacak bir şey bulamıyordum. İki gün önce bıcaklanmıştı ve üzerine gidemezdim.

Efe'ninde girmesi gerekiyordu ve bizim de süremiz dolmak üzereydi .

Duru'ya kapının önünde olduğumuzu bildirdikten sonra çocuklar odadan çıkmıştı . Ben de sırıtarak kısık sesle ;

" Şimdi yanına Efe gelicek biricik kahramanımız " dedikten sonra şasıran yüz ifadesine ve pörtleyen gözlerine bakıp öpücük attıktan sonra odadan çıktım.

Biricik okuyucular votelerseniz çok iyi olur.

Okumayı bırkmayın lütfen :)))

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin