Önceki bölümde oy sayısı azaldı :(
Yine de okumanız bile çok güzel. Ben sadece hayalet okuyucu-bilgisayar- dışında kaç okuyucu olduğunu merak ediyorum.
Bu arada röportaj yaptık Google-l . Profilindeki röportaj kitabında görebilirsiniz.
Uzun bir bölüm oldu.
İyi okumalar :)
Salonda toplamış hep beraber oturuyorduk. Ben de bir yandan mırıl mırıl sesler çıkartıp elimdeki sıcak kahveyi içiyordum , diğerlerinin aksine. Onlar da içiyordu ama ben kafamda bir şeyler kurup mırıldanıyordum. Değişiktim. İçime kapanık bir halim olduğunu ilk zamanlardan az çok tahmin ediyordum. O zamanlarda da kendimce sesli düşünüyordum. Şu anki söylediklerimse anlaşılmıyordu , sadece bir kaç küçük mırıltıdan ibaretlerdi ..
" Şunu yapmayı kes!" diyen Efe'ye bakıp yavaşca tekrar önüme döndüm. Tamam . Kestim.
Anlayışsız Efe geri gelmişti yine. Zaten o zamanlarında da pek anlayışlı olduğunu söylenemezdi . Sadece ben üzerine gitmiyordum ya da konuşup sinirlendirmiyordum.
Mırıltılarım sinir bozucuydu..
Başımı tekrar kaldırıp çaktırmadan Efe'ye baktım. Üzerinde siyah bir kot ve koyu gri salaş bir tişört vardı. Telefonundan gözlerini alıp ayağı kalktı. Telefonunu cebine attıktan sonra Ege'ye dudağının kenarını baş parmağıyla kaşırken ;
"Ben kaçıyorum." dedi ve ardından başka bir şey demeden salondan ayrıldı.
Tabii ki de ' nereye?' diye sorarak, merakıma yenik düşüp boşu boşuna ağzımı yormadım.
" Biraz sonra biz de çıkacağız. Hadi hazırlanın !" dedi Ege sabırsızca.
Biz hâlâ hiçbir tepki vermeden otururken Ege tekrar konuştu.
" Hadi yoksa yeni yıla evde mi girmek istersiniz ?" deyince üçümüzde bu sefer ciddi olduğunu kavrayarak salondan çıktık ve üs kattaki elbiselerimizin bulunduğu odaya girdik.
" Kızlar.. Üstümüze bir şeyler giymisiz de. Üzerimizdeki bu eşortmanlar kimin ? " diye kaşlarımı kaldırıp merakla ikisinin de yüzünü süzdüm.
" Bilmiyorum.. " diye mırıldandı Miray çift kişilik üzerinde krem rengi minik desenleri olan yatağın kenarına otururken.
" Ne olacak ki Duru ?" diye sordu Nehir bana kısa bir bakış attıktan sonra . Ardından askıdaki elbiselerimizi alıp ellerimize tutuşturdu.
" Merve'nin olabilir mi ? " dediğimde ikisi de 'bilmiyorum ' manasında omuz silkip kapıya doğru yürüyüp kapıyla gardırobun hemen yanında duran topuklularını alıp sırayla kapıdan çıktılar.
♢ ♢
Hepimiz giyinmiştik ve şu an Ege'nin siyah arabasında 'gerçek' bir partiye doğru yol alıyorduk.
"Ege, yanlış anlama ama bir şey sorabilir miyim? " diye kısık bir sesle mırıldandım.
" Evet ? " dediğinde derin bir nefes alıp ağzımı araladım.
" Merve kim? Efe değer veriyor galiba." diye mırıldandım havadan sudan bahsediyormuş gibi bir hava katmaya çabalayarak. Bunu öğrenmem gerekiyordu eğer bu oyunu bitirmek istiyorsam . Ki nelerle karşılaşacağımı bileyim..
" Merve .. Küçüklükten arkadaşımız. Efe'nin çocukluktan beri sevdiği kız. Yani şu an öyle mi bilmiyorum ama Efe ona çok değer verir.." dedi dikiz aynasından bana kısa bir bakış atıp.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
Teen FictionUnutulmaya yüz tutmuş biri, hayata nasıl tutunabilirdi? Belki de, en büyük düşmanı olan biri mi ona tekrardan yaşam verebilirdi? İntikamla kurulan oyunlar mıydı, onların hikayesi? ~ Ben annemi ve babamı da kaybettikten, hemen sonra eski, soğuk Duru...