KONTROL / Bölüm 23

8.7K 761 38
                                    

Lillian'ın uyumadığını önceden anlamamam kötüydü. Yemekle öyle kafayı bozmuştum ki sağlıklı düşünememiştim. Brad'in de benimle birlikte yemek yemediği aklıma gelince midem burkuldu. Onu nereye kapattıklarını ya da zarar verip vermediklerini merak ediyordum. Eğer Oliver olmasaydı şu an beraber uyuyor olabilirdik. Beth hayatta olabilirdi. Babam onun ölümünü izleyip benim için endişelenmezdi.

Soğuk bir esinti bacaklarımı sardı. Kollarımı sıvazlarken bağırışma sesleri duyuyordum. Önümdeki siyah araba, gelirken geçtiğimiz yolda kenara çekilmişti.

"Sana her şeyi düşündüğümü söylemiştim." diye bağırdı biri.

Sesi duyar duymaz tekerleğin yanına eğilmiştim. Kaputun üzerinden kafamı uzattım. Ağaçların önünde Lillian vardı. Bana sırtını dönen Oliver'la tartışıyordu.

Oliver ellerini ensesine koydu. "Anlamıyorsun, bir anda iyilik meleği kesildin, gözlerini açmaya çalıştım ama o salak çocukla takılmaktan başka bir şey yaptığın yok. Türün çekimini kullanarak seni takıma almaya çalışıyor."

Türün çekimi? Aman Tanrım! Yani Lillian'ın Elliot'la birlikte olması bir tür çekim yüzünden miydi? Bunun sebebi aynı tür -bilokasyon- olmalarıyla ilgiliydi. Elliot'ın bundan haberi olup olmadığını bilmiyordum ama birlikteyiz, derken kesinlikle haberi varmış gibi durmuyordu.

Lillian yüzünü buluşturdu. "Bunun o aptal çekimle alakası yok, sana kontrolümde olduğunu söyledim, bana uyman lazımdı."

"Kontrolümde..." Bu kız yanımızdaymış gibi davranarak bize oynuyordu ve günlerce Elliot, Brad ve Andrew'e dil dökmeme rağmen tek seçeneğimiz olduğunu savunmuşlardı. Tehlikeyi bağıra bağıra haber vermiştim, onlar da kulaklarını tıkayıp beni görmezden gelmeyi seçmişlerdi.

Oliver onu incitmemek için kıvranıyordu. Kimi zaman yumruklarını sıkıyor, kimi zaman ona bakmayıp derin nefesler alıyordu. Brad'in sakinleşmek için yaptığını düşündüğüm her şey aslında elinde olmadan zarar vermesini engellemeye çalışmasıydı!

"O salaklar gözünü boyuyor, Lil. İsyan çıkartacaklar, ve biz kazanan tarafta olmayı hak ediyoruz."

Tamam, isyan konusunda haklı olduğunu kabul ediyordum. Bu çatışma bir tür kavga ya da yüksek rakamlı ölü sayılarıyla sonlanabilirdi. Etkileyiciydi, çünkü ilk kez Oliver'a katılıyordum.

"Ya yanlışsa?" dedi Lillian. Hayal kırıklığına uğramış gibi bakıyordu. Onu ilk kez bir şey hissederken görüyordum.

Oliver, "Ne?" diye sordu.

"Ya inandığımız onca şey koca bir yanlıştan başka bir şey değilse, o zaman ne yapacağız?"

"Yanlış olup olmaması umurumda değil." Ona yaklaşıp Lillian'ın omuzlarından tuttu. "Her şey bittiğinde yaşamamızı istiyorum kardeşim." dedi.

Lillian'ın cevabını duymadım. Tek bildiğim eğer Elliot'ı buraya getirebilirsem haklı olduğumu göreceğiydi. Yere oturup sırtımı kapıya yasladım. Hava o kadar soğuktu ki, Lillian'ın pijamalarını bu tuluma tercih edebilirdim.

Çektiğim eziyete kesinlikle değerdi. En azından incindiğini görmek iyi hissettiriyordu. Herkeste olduğu gibi onun da ailesine karşı hassas bir yanı vardı. Salık saçlarımı omuzlarıma doğru çekip soğuğu engellemeye çalıştım. Kış geliyordu, ve Dave en kısa zamanda kıyafetlerimin -yüzde yüz yazlık- getirileceğini söylemişti. Bu demek oluyordu ki, abisi tarafından ihabete uğrayan Lillian'la daha çok kıyafet paylaşacaktık.

Kontrol (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin