KONTROL / Bölüm 10

9.8K 851 147
                                    

Elliot'ın evine gidersem Brad'le karşılaşırdım.

Yarım saat önceye göre bunu istememem lazımdı. Ama istiyordum. Bana bağırıyordu, on dakikaya kalmaz sinirim geçiyordu. Kavga ediyorduk, daha kısa sürede onu affediyordum. Benden isteyerek ayrıldığı halde neden aptal gibi onu görmek istiyordum ki!

"Nerede kaldınız?"

Hattın diğer ucundaki Andrew'in sesi sıkkın geliyordu.

"Bir saniye." Tüm senaryolarımı çürüten çoğul ekini kullanmıştı. "-nız derken?"

"Sen ve Brad. İkiniz. Hastaneden beraber çıktınız. Esmer, uzun boylu. Sinirli. Muhtemelen şu an yanında. Hatırladın mı?"

"Brad eve gelmedi mi!"

"Hayır, gelmedi. Onunla değil misin? Yine ne haltlar dönüyor?"

Ben yardım etmiştim.

Daha doğrusu: Etmeye çalışmıştım.

Hunter'la konuştuğum için bile bu kadar yaygara koparması haksızlıktı.

"Senden küçük bir iyilik istesem? Hatta senin için çocuk oyuncağı olan bir iyilik."

Oflaması cızırtılı bir şekilde kulaklarıma doldu. "Dinliyorum."

"Hunter'ın evine bakabilir misin?"

Anında, "Elbette," diye cevap verdi. "Bana akla yatkın açıklamanı sunarsan, neden olmasın?"

"Brad'le kavga ettik. Gidecek başka yeri yok, emin olmak için bakmanı istiyorum."

"Imm, bir sorun olabilir." diye iç çekti. "Siz gelmeyince ben de biraz önce çıktım. Hunter'ın evine daha önce gitmedim, o yüzden bilokasyonu unut."

"O zaman adresi mesaj atayım."

"Olmaz, işlerim var. Brad bu, Alecia. Başının çaresine bakar."

Andrew'in yanımızda olmadığı zamanlarda neler yaptığını ve işlerini deli gibi merak etsem de dikkatimi konuya vermeye çalıştım.

"Orada olduğunu bilmeye ihtiyacım var. İşini erteleyemez misin?"

"Yeterince erteledim zaten."

"Andrew, lütfen. Sadece bir saat daha. Yalvarmamı bekliyorsan birazdan başlayacağım."

Cevap gelmedi.

"Lütfen, lütfen, lütfen."

Sonunda, "Tamam." diyerek susturdu beni.

Telefonu kapatıp yürümeye devam ettim. Bir yandan da Hunter'ın sokak numarasını hatırlamaya çalışıyordum. Caddenin sonundan sağa döndüm. Gelmiştim. Kendimi kötü hissettiğimde teselli bulduğum yere gidecektim. Eşi bulunmadığı halde defalarca kapıyı çarptığım yere. Adresi tamamlayıp mesajı Andrew'e gönderdim.

Bahçeyi geriye dönme seçeneklerimi gözden geçirerek bitirdim. Kapıya geldiğimde ise hala emin değildim. İçimdeki ses, 'Sen berbat bir çocuksun, geri dön.' diye haykırsa da kapıyı çaldım.

Babam her zamanki kareli gömleklerinden birini gitmişti. Haftasonu geç kalktığı için saçlarını henüz düzeltmemişti.

"Alecia." Bana o kadar sıkı sarıldı ki boğulacağımı sandım. "Döndün demek, seni çok özledim."

"Ben de seni özledim, baba."

İçeri geçmem için çekildi. "Eşyaların nerede?"

Kontrol (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin