"Ah, yine bensiz bir şey yapamıyorsunuz."
Elliot, ben dahiyim bakışı atarken gülümsedi. En dipte olduğumuz için, hepimiz yardımına muhtaç şekilde gözlerimizi ona diktik.
"Hunter, kızın uyku hapı içtiğinden emin olacak." dedi. Parmaklarını şıklattı. "Sonra Dave'i çağırıp fenalaştığını söyleyecek. Ve işte! Karıştırılmaya hazır bir oda."
Lillian sinirlenmişti. "Hangimiz daha aptal bilmiyorum. Senden iyi bir fikir çıkacağını düşünen ben mi, yoksa duyduğum en ahmakça fikri öne süren sen mi!"
"Neresi ahmakça?"
"Dave Dokata'nın sadece uyuduğu görecek." dedim. "Önce Hunter suçlanacak, sonra başkasının odasında uyuya kaldığı için Dakota, en son da Dave'in odasını karıştırırken yakalanan biz."
Becca, "Yoksa bu bizden kurtulmak için planladığın bir şey mi?" diye güldü.
Hunter, "Kesinlikle." derken ona katıldı. Ortada kalmak terimini tam anlamıyla yaşıyorduk ama hala gülecek bir şeyler bulabiliyorlardı.
Becca ile Hunter mırıldanarak fikirlerini konuşurken, Elliot, Lillian'ın kulağına eğildi. "Sanırım ahmakça planımı uygularsak, bir tek biz kalacağız." diye fısıldadı.
Duymamış gibi yapıp önümdeki krokiyi- hayır, bina planını incelemeye başladım. Daha doğrusu öyleymiş gibi yaptım.
Lillian güler gibi oldu. Sonra gözlerini birkaç kere kırparak surat astı. "İlginç, Becca sana uyar diye düşünmüştüm."
Becca, Hunter'la konuşmayı bırakıp, "Efendim?" dedi.
"Yok bir şey."
Elliot, sesini düşürmüştü ama beni asla yarı yolda bırakmayan kulaklarım devredeydi. "Becca mı? Dur biraz, beni kıskanıyor musun?"
Onu ilk gördüğümde olduğum kadar şaşkındı sesi. Lillian ters ters, "İlgilenmediğimi söyledim," dedi. "Ayrıca bil diye konuşuyorum, çok yakışıyorsunuz."
Elliot, sandalyesine eğili şekilde durmayı bıraktı. Şevkini kaçıran Lillian'a, "Öyleyizdir." dedi.
"Aman Tanrım." diye mırıldandım. Biraz daha sesli konuşursam onların planımı kaçırmasından korkuyordum. "Çocuklar." Başımla Dakota'yı gösterdim.
Kitap almak için gittiğini sandığım rafların orada -neyse ki masamıza harika bir açıda duruyorlardı- Antonio'yla ikisini görebiliyordum. Sarmaş dolaş halde öpüşüyorlardı!
Dakota ve Antonio.
Sanırım tek fırsat gözleyen Travis değildi. Harika, kendimi soyutlayıp tüm suçu ona atmakta ustaydım. Ayrıca her an onu aklıma getirmem sinirimi bozuyordu. Kendi kendime sinir oluyordum ve bunun sebebi Travis ve o lanet çekimdi. Deliriyor olmalıydım ki Elliot'ın heyecanla anlattığı şeyi duymadım. Ne sorduğunu da.
"Değil mi, Alecia?"
Becca'nın suratına boş boş bakarken, "Efendim?" dedim.
Elliot hemen, "Kız kesin Antonio'yu aldatıyor." dedi. "Hunter'la buluşmayı geri çevirmedi."
Lillian gülüyordu. "Alecia onu demek istemedi. Hepiniz plan çıkarmak yerine dedikoduyla ilgileniyorsunuz."
"Ben mi anlatayım, sen mi?" diye sordum. En azından bir kişiyi yakalamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/52216446-288-k708704.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kontrol (2)
Science FictionArkamı döndüğümde görmeyi umduğum son kişi orada duruyordu. Dağınık saçları, beni her gören kişide olan şaşkınlık ve bir çift siyah göz. Bütün beklediğim bu değil miydi? Koşup kollarına atılmam gerekiyordu. Tabii gerçek olsaydı. Brad bana doğru iki...