37

625 23 0
                                    

"Soğuk değil mi?" diye seslendim. "Hayır! Gayet güzel." diye karşılık verince elbisemin kısa olması işime gelir diye düşündüm. Sandaletlerimi çıkarıp elime aldıktan sonra yanına ilerledim. Ayağım suya değdiği an ürperdim.

"Ya Yiğit! Soğuk bu!"

"Hayatım bende ilk girdiğimde ürpermiştim. Ama şimdi alıştım."

Güneş yeni yeni batmaya başlamıştı. Bugün tam yaz havası vardı. Yiğitle birlikte kahvaltı yaptıktan sonra deniz kenarına gelmiştik. Vaktimizin büyük bir bölümü burada gezerek geçirmiştik. Şimdi de ayaklarımızı suyun içine sokmuş çocuklar gibi eğleniyorduk.

Elini tutmam için uzatınca gülümsedim. Sudan çıktıktan sonra ayaklarımızı köşedeki muslukta yıkadık.

"Eve ne zaman eşya almaya başlayacağız?" diye sorduğumda "Sen ne zaman istersen." diye yanıtladı.

"Evimizin her köşesi okyanus mavisi olacak. Koltuklarımız beyaz olsun. Ya da siyah mı olsa? Temiz tutamazsak? Sorun değil o ya kolay silinebilir kumaştan alırız. Onların üstüne bir sürü yastık. Ay aşkım çok güzel olmaz mı? Bizim odamızda mavi beyaz. Ay her yerde sen olacaksın. Tüm evi kokunla temizleyeceğim. Sen yokken de sen koksun her yer. Sonra... Bak çok heyecanladım. Bir de ba..."

Beni ani bir şekilde kendine çekti ve dudaklarımı esir aldı. Geri çekildiğinde "Öyle güzelsin ki!" dediğini duydum.

"Sende öyle huzur öyle mavisin ki!"

Yol boyunca evi nasıl döşemek istediğimi anlatmıştım. Bu sefer beni öperek susturamamıştı. Çünkü araba kullanıyordu.

Anlatacaklarım bittikten sonra "Biraz daha pratik yapalım. Uzatmadan ehliyete yazdırayım seni. Seneye okula devam edeceksin. Zor gelmesin." dedi.

"Tamam. 2 hafta sonra mezuniyetin var. Katılacaksın. Sözün var."

Onu zar zor ikna etmiştim.

"Tamam. Söz katılacağız."

"Ama benim elbisem yok."

"Seni gecenin prensesi yapacağım sevgilim. Sen merak etme."

"Ne gerek var prens..."

"Sana fikrini soran olmadı Meleğim."

"Bak sen..."

Çarpık gülüşünün yanına bir de öpücük attı. Ona dil uzattıktan sonra elimi tutup viteste koydu.

Yollar çok güzeldi. Biraz orayı seyrettikten sonra eve kadar uyukladım. Sabahın erken saatlerinden beri dışarıdaydık. Yerimizde duramadığımız için yorulmuştum.

Kapıdan içeri girdiğimde anneme seslendim. Yiğit kapıda bekliyordu. Annem müsait olduğunu belirtince o da içeri girdi.

"Hoşgeldiniz kuzular."

"Hoşbulduk anne."

"Hoşbulduk Nergis teyze."

Koltuklara yerleştikten sonra başımı arkaya attım. Uyku sersemi olmuştum iki dakika içinde.

"Ee? Nişanı ne zaman yapacağız?"

Annemin sorusuyla hızlıca başımı dikleştirdim.

"Biz zaten nişanlı gibiyiz. Tören falan istemiyorum ben."

"Ama ben istiyorum Hazan. Bir tane evladım var benim."

Destek almak için Yiğite döndüm ama destekle değil köstekle karşılaştım.

"Evet bir tane evladı var Nergis teyzenin."

"Nişan için hazırlık yap Hazan. Evi düzmeye başla Hazan. 3 ay sonra düğünün var Hazan. Bunun öncesinde kına gecesi var Hazan. Sade bir şey istiyorum dedikçe daha fazla şey çıkardınız başıma!"

MELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin