Gözlerimi mentolün keskinliğinin verdiği ağır kokuyla yavaşça araladım. Yatakta bir kaç defa gerindikten sonra banyoda yüzümü yıkayıp yanına gittim. Deniz ve orman manzarasının verdiği huzura karşı sigarasını içiyordu kalbine sahip olduğum adam...
"Günaydın okyanus göz." dedim tüm neşemle.
Sigarasını kül tablasında söndürüp "Günaydın ela gözlü Melek." dedi. Anlaşılan bugün ikimizde enerji doluyduk. Ellerimi arkada birleştirip çocukça salındım. Mis havayı içime çektim. Ama kendimi saniyeler içerisinde havada bulmuştum.
"Yaaa! Hayır ama benden bu kadar çabuk bıkamazsın!" dedim mızmızlanarak. Kahkahası melodi gibi gelirken "Aşağı atacağımı kim söyledi prenses?" dedi. Prenses? Ben? Ben ve prenses? Panda pijamalı prenses.
"Ne bileyim? Birden havalanınca..."
"Seni öldürmek için daha basit yöntemlerim var."
"Dün gece sana bir şey olursa naparımlar iyi ki benimlesinler! Bugün "Sönö öldormok öçön doho bosot yontomlorom vor!"."
Yine kocaman kahkaha attı. Dil uzatıp parmaklarımı saçlarında gezdirdim. İçeri geçince "İndirsende valizimi toplamaya gitsem..." dedim.
"Hiç niyetim yok böyle bir şeye."
"İyi benimde dönmeye niyetim yok zaten."
"Tamam. İndiriyorum."
"Pes sana Yiğit! Gerçekten pes!"
"Ne var canım! Babam hasta benim."
"Hahaha! Çok komik! Ben gidiyorum. Ama sen beni burada bekle. Hazırlanınca gelirim yanına."
"Tamam. Ama azıcık gelir misin?"
İki adımla yanına ulaştım. Yanağımı öyle bir öptü ki! Böyle sulu sulu!
Yanağımı silerken "Bak bak! Terbiyesize bak!" dedi.
"Abdest aldırdın resmen!"
"Hadi git hazırlan."
"Hah! Bir de kovulduk!"
"Yuh artık Melek!"
"Hadiii! Kaçtım ben!"
Kimseye görünmeden içeri geçtim. Pınar damağını tutup derin bir nefes aldı.
"Korkuttun beni!"
"Özür dilerim. Bilseydim pat diye girmezdim."
"Sorun değil. Hem sen nereden geliyorsun bakalım?" dedi muzipçe. Ağzımın kulaklarıma vardığını hissederken "Yiğiitteeen!" dedim.
"Yoksa siz dün gece...! İnanamıyorum!"
"Yok artık!!! Pınar ne saçmalıyorsun sen!? Sadece birlikte uyuduk o kadar! Hem bu ilk değil ki!"
"Nasıl ilk değil!? Biz birbirimizi çok boşladık be şeker! Oturda anlat!"
Ona hiç bahsetmediğim yerden dün geceye olan kısımları ve sabahı anlattım.
"Yani... Siz şimdi beraber misiniz?"
"Bilmem... Öyleyiz heralde."
"Ne demek bilmem öyleyiz heralde!? Kızım siz en başından beri olmuşsunuz aslında. Çünkü her şey bir işaret! Kaderleriniz bile ortak neredeyse! Bak gör kesin sizin ortak bir yönünüz daha çıkacak! Hatta bu yön olayı değil! Birbirinizle ilgili çok önemli bir şey öğreneceksiniz! Hissediyorum."
"Öyle mi dersin ya?"
"Şeker sen inan benim hislerime. Ne zaman dedim de tutmadı?"
"Haklısın. Neyse benim hazırlanmam lazım! Yiğit beni bekliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK
Teen Fiction"Meleğim... Tüm İstanbul şahidim olsun ki seni herkesten her şeyden çok seviyorum. Geceme güneş gibi doğdun ummadığım bir anda. O güneş hiç batmasın istiyorum. Benimle... Evlenir misin?"