Bölüm 7 : Düşünceler Havuzu

128 2 0
                                    

Arabayı park ettiğimde Sıla bana bakıyordu. Gözlerindeki pırıltılar bazı şeyleri anlamış olmasına çıkıyordu. Ne söyleyebilirdim ki resmen dağılmış haldeydim. Neler düşünmüş ve nelerle karşılaşmıştım. Birbirlerini seven iki insan ve aşkları. Ben onların mutlu olduğuna öyle inanmıştım ki aralarında olmak istememiştim kendimi saklamıştım. Oysaki bu gerçekleri bilseydim kendimi böyle yıpratmazdım boş yere. Düşüncelerden sıyrılıp Sıla'ya döndüm. "Geldik karşıdaki ev bize ait." Sıla yüzümde pişmanlık kırıntısı arıyordu ama ben pişman değil aksine çok mutluydum en azından artık umut vardı. "Emin misin Zeyno bu yaptığın ciddi bir suç olacak biliyorsun eğer öğrenilirse ceza alman bile mümkün. Kararını verdin mi?" Elbette emindim bu benim için iş bile değildi. "Sorun değil Sıla. Daha ilk kabul ettiğimde biliyordum neyin ne olduğunu ben bu sektörün içindeyim sonuçta. Ve merak etme basit bir iki belgeye ulaşmaktan kimseye zarar gelmez hem ben bu sistemlere girme yetkisine sahibim. Sadece şahsi işlerimde kullandığım için uyarı alabilirim oda anlaşılırsa."

Sıla bir an vazgeçer gibi ifadesini değiştirdi. "Yani bende onu diyorum canım samimi olmadığın biri için böyle bir fedakârlık yapmak zorunda değilsin. Sonuçta Ali abi arkadaşın bile değil." Evet arkadaşım değil kendisi bilakis sevdiğimdi. "O olmayabilir ama ailelerimiz tanışıyor üstelik anneler sıklıkla görüşüyorlar. Ayrıca seni ve Mehmet'i arkadaşım olarak kabul ettim ben yoksa öyle değil miyiz?" Yüzünde açıkça belli olan bir mutluluk vardı. "Öyleyiz canım tabii ki ve bu iyiliğini asla unutmayız ikimizde sana minnettarız." Şu araba muhabbeti fazla uzamıştı eve girsek orada devam etsek diye içimden geçirdim. "Neyse hadi bakalım Eylül Hanım'ın tek yön iadesiz biletini çıkaralım artık."

Evden içeri girdiğimizde gariptir ki kimseler yoktu. Kutsal Cumartesi dedim içimden ortamın sessizliği benim için bir lütuftu. Sıla girişte beklerken onu yönlendirmem gerektiğini unuttuğumu fark ettim. "Kural 1 eğer bizim evdeysen kendini bu evin bireyi gibi hissetmek zorundasın." Sıla sırıtıyordu. "Kural 2 bu ev sınırları içinde herkes kendi işini kendi halletmek zorundadır. Çünkü bizim arkadaşlarımız tartışmasız bu ailenin manevi kızlarıdır." Derin bir "ohh" döküldü dudaklarından. "Ve kural 3 Tunalı ailesi resmiyeti hiç sevmez. O yüzden Sılacık kasılmayı bir kenara bırak bu eve çok gelip gideceksin. Şimdi sen yukarı çık en üst kattaki oda benim terasa çıkıyor kapısı. Bende içecek bir şeyler alıp geliyorum." Bu kızı sevmiştim. "Ahh canım buna çok sevinirim seninle gerçekten dost olmak istiyorum ve inan bana soğuk bir şeyler hiç fena olmazdı." Başımla onayladım. "Tamam; getiriyorum hemen sen keyfine bak."

Yukarıdan müzik sesleri gelmeye başladığında Sıla'ya karşı sempatim biraz daha çoğalmıştı kim bilir gelecekteki eltim Sıla'ydı belki. Ahh ben yine saçmalamaya başladım 'Zeyno yüz kez söyledim sana o adam seni sevemez. Şu düşüncelerinden vazgeç artık önüne bak Ali'nin olmadığı hayatına odaklanmak zorundasın. Sizin evlenmenizi bir kenara bırak sevgili olmanızın bile imkânı yok.'

Sen arada sırada uğra bana,

Hovardayım diye kıyma bana,

Fikri firardayım uyma bana

Oyuna gelme aman aman aman...

"Zeyno resmen küçüklüğüme döndüm bizim çocukluğumuzun şarkıları bunlar ne geniş bir müzik arşivin var böyle." Elimdeki tepsiyle odaya girdiğimde Sıla bana bakıyordu. "Benim sevdiğim şarkıların sınırı yok ki kuzu. Bazen 90'lar bazen 70'ler. Öyle bir sınırım yoktur farklı dilleri farklı kültürleri severim." dedim. Yüzünde memnun kalmış bir ifade vardı. "Zeyno kaç dil biliyorsun peki dil eğitimi aldığını duymuştum."

"Ana dilim Türkçe ama ailemden dolayı akıcı bir şekilde Arnavutça, Makedonca, Yunanca'yı biliyorum. Zaten birbirine benzeyen diller. İngilizce ve Almanca'yı eğitimim sırasında öğrendim. Fransızca kursuna gitmiştim İstanbul'dayken bir süre. İspanyolca ve Arapça'yı da öğrenmek istiyorum kurs araştırıyorum bu aralar bulabilirsem bakalım. Ahh birde çok az Boşnakça biliyorum oda benzer diller olduğundan dolayı." Sıla şaşkın bir ifade ile bana bakıyordu. "Zeyno sana inanmıyorum tercümanlık yaparak bile geçinebilirsin. Ailenin göçmen olmasının etkisi fazla sanırım. "

Yağmur Vakti #dexilkromanim2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin