Bölüm 6 : Bir Eylül Meselesi

139 2 0
                                    

Multi de Sıla :)

Gözlerimi açtığımda sadece iki saat uyuduğumu fark ettim. Gün yeni aydınlanıyordu. Saate baktığımda 06.42'ydi. Saçma sapan saatlerde uyanmak da benim işim zaten. Sağıma döndüm olmadı. Yastığa sarıldım olmadı. Yatağın tersi tarafında yattım olmadı. Koyunları saydım çit kırıldı uykum yine gelmedi. Şarkı söyledim içimden tık yok. Kulaklığımı taktım ilk önce Candancığımı dinledim şarkı bitti uyku yok. Sonra listeyi karışık yapıp yine gözlerimi kapadım. Giannias, Christina, Nikos, Indila, Gökhan o bu derken liste bir kez daha Candan'a döndü. Başlarım böyle işe dedim saate baktım 08.08 bu saatten sonra uyunmaz zaten diyip kalktım. İlk önce karışık saçlarımı gördüm ufak kalp spazmımı geçirdim sonra onları toparladım tepemde. Taytımı atletimi giydim aşağıya indim. Ee bugün Cumartesi Bade'yi uyandırırsam bu saatte keser beni. Girdim mutfağa bir elma kaptım bahçeye çıktım oturdum. Baktım stresten elmayı değil elimi yiyeceğim olmayacak böyle dedim kulaklıkları taktım kulağıma açtım telefonu hareketli üç beş şarkıyı listeledim başladım yürümeye.

Aldım başımı gidiyorum bir yerlere aklımdan çıkmıyor adam. Dön dolaş sokaklar ona çıkar oldu. İnsan huyunu suyunu bilmediği birine nasıl âşık olabilir ki? Üstelik adamın sevgilisi var. Beni aslında çevre etkiliyor ben biliyorum. Zeyno benim adım be. Bunca yıl kimseye âşık olmayan sevemeyen Zeyno gidip sevdiği olan birine vurulamaz. At bu adamı kafandan Zeyno at. Kariyerine odaklan. Önünde uzun bir serüven var. Yeteneğinin emin ellerde olması lazım artık. Parmakların aşk sözcükleri yazamayacak kadar hızlı. Beynin hikâyelere yer veremeyecek kadar kodlarla dolu. Sen sevemezsin. Makinelerin içinde geçen hayatın süslü buluşmalara yer veremeyecek kadar yoğun kızım. Uyan artık bu aptal rüyadan o adam dişi birini ister yanında senin kalın çerçeveli gözlüklerinin arkasında kalan gözlerine bakamaz.

Kemal abinin pastanesine girdim bir anda. Madem erken kalktık bir anlamı olsun. Gözüme güzel görünen ne varsa aldım çıktım eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Eylül bitiyordu ama sonbaharın buralara gelmeye niyeti yoktu anlaşılan. Bahçede kahvaltı etmek için mükemmel bir gün olduğunu fark edince değerlendirmek istedim bende. Bahçeden içeri girdim baktım annem uyanmış mutfakta. İçeri girip ona yardım etmeye başladım. Tam bir ege sofrası kurduk beraber. Babamı, Bade'yi uyandırıp masaya kurulduk. Herkes kahvaltısına odaklanmışken bir çırpıda söyleyiverdim. "Ben gidiyorum."

Annem tabii normal bir gidiş olarak anladı bunu. "Nereye annecim bugün ne işin var bakalım beraber alışverişe çıkarız diye düşünmüştüm." İşte şimdi bombayı atıyordum kahvaltı sofrasına. "Öyle değil anne. Gidiyorum derken buradan taşınıyorum demek istemiştim."

Annem kızgın suratıyla babama döndü. "Ne demek taşınıyorum Zeyno. Akif bir şey söyle Allah aşkına sabah sabah gelmiş yine gelenler bu kıza." Babam meraklandığı yüzüyle anneme; "Hanım bir bekle bakalım çocuk tam bir şey söyleyecek kesiyorsun sözünü." diyerek bakışlarını bana çevirdi. "Hay babam benim yaa ağzın bal yesin. Sultanım dur bir bekle de bitireyim sözümü." diyip kahvemden bir yudum daha aldım. Bade annemin elini tutup; "Aynen anne izin versene ablam anlatsın işin aslını astarını." diyerek bakışlarını kilitledi bana.

Madem söz bana geçmişti bende konuşmaya başladım. "Şimdi biz İdil'le bir proje yapmıştık ya hani. Birkaç yere başvuru yapmıştık onunla eğitim için işte onun kabul edildiğini öğrendik dün gece daha doğrusu İdil bana gece söyledi."

"Eeeee" Üçü de aynı anda eee diyince içimden gülmek geldi zaten en ciddi konuşmaların ortasında felaketlerimi sıralarım sakin ol Zeyno sakin sakin say içinden ona kadar. Bir iki üç... Ne saçmalıyorum bilmem ki bu heyecan halleri bana hiç yaramıyor iç ses.

Yağmur Vakti #dexilkromanim2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin