Benim şebek kuzenlerim ve kocam öyle bir organizasyon yapmışlar ki gerçekten de kızımın ilk doğum günü düğün gibiydi. Uğur kuaförde yaşanılanları bana öyle kolay unutturmuştu ki özüme dönmüştüm. Eve geldikten sonra herkesin bizde toplandığını görünce şaşkınlığım artmıştı. Yiğit ciddi bir konvoy oluşturmuştu Fatih'le birlikte. En önde bizim arabamız ve sırasıyla diğer arabalarla birlikte toplamda 25 arabaydı. Aileden gelen herkes eşit şekilde araçlara dağıtılmıştı. Hepsinin kapı kollarına çiçeklerden süslemeler yapılmıştı en büyük süsleme bizim aracımızdaydı. Arkada ciddi manada yarış söz konusuydu. Emre her zaman olduğu gibi çocuklarla yarış yapıyordu aklıma en son katıldığımız düğün gelmişti yine bir heyecan hali vardı o zamanlar bambaşka insanlarla yarışma derdindeydim. Yanıma doğru döndüğümde Uğur'umun yüzündeki gülümsemeyle mutlu oldum. Kocam kızım yanımda bebeğim benimle birlikte. Daha ne isterdim ki? Allah'ım kötülükleri uzak tut bizden diye hızlı bir dua gönderdim göklere.
Önce kısa bir şehir turunun ardından otobana çıktık anlaşılan gideceğimiz yer biraz uzaktı. "Uğur telefonumu verir misin aşkım?" Gülümseyen kocam elini ceketinin cebine attı. "Benim telefonumu kullan istersen Bade Türk hattı aldı bana iletişim kuralım diye." İşte benim kardeşim dedim. "Eee o zaman instagram'a bir fotoğraf atmak gerek alayım telefonunu."
Kuzumun başındaki tacın aynısı benim de başımdaydı ve mor olan çiçeklerin aynısından ceketinin cebine koymuştu Uğur. Hızlıca birkaç poz aldım. Berre o kadar sakinleşmişti ki bir saat önce ağlayan çocuk gitmişti sanki. "Annemm fotoğraf koyalım mı görsün herkes bugün senin günün bebeğim." Emziği ile iyice şirinleşen kızım ona seslenmemle çıkardı emziğini ağzından. "ann...neeee buuu" derken arkadaki çantaya uzandım. Biberonunun kapağını açıp Berre'nin içmesine yardım ederken gözlerim Uğur'la birleşti. "Huzurla ölebilirim biliyor musun bugünü yaşadım ya daha ötesi var mı bilmiyorum?" kaşlarımı çattım "Ne o Uğur bey benden bizden o kadar kolay kurtulabileceğinizi mi sandınız yok öyle bir şey daha diğer evladımız doğacak büyüyecekler sonra onlar evlenecek ve siz yakışıklı bir dede olacaksınız."
"Ah be Zeyno'm keşke bir an önce o kısma gelsek babamlara bugün daha çok özendim." Uğur sola doğru dönüp bir otelin kapısından içeri girerek arabayı açıklığa park etti. Aynı anda sağımıza ve solumuza da araçlar park edildi. Toplamda altı araç bu şekilde dizildiğinde arabaların kapıları açıldı ve indik. Fotoğrafçı çocuk tam karşımıza geçerek fotoğraflarımızı çekti. Berre Uğur'un kolları arasında benim gibi keyfinden memnunken Emre-İdil, Yiğit-Ceyda, Fatih-Beste, Rüzgar-Yağmur ve Efe-Bade ile eş olmuştu. Emre ve İdil siyahlar içindeyken diğerleri aynı elbiseler ve smokinlerle gelmişlerdi. Uğur yine zevkini konuşturmuştu.
"Her şeyi bu kadar mükemmel yapmak zorunda mısın?" Uğur'un gülümsemesi genişledi. "Siz varken mükemmel olmak zorunda."
Fatoş ablam aldığı görevden memnun bir şekilde insanları yerlerine yerleştirmek için uğraşırken biz kumsalın başında kurulan süslenmiş girişte misafirlerimizi karşılıyorduk. Berre İdil halasının kucağındayken annemler ev sahibi modelinde masalarda oturan akrabalarla ilgileniyordu. Samimi bir ortam olmuştu. Uğur annemle anlaşarak 250 kişilik bir organizasyon hazırlamıştı. Yemekler, içkiler, orkestra, her şey oldukça iyiydi.
Bizim için tüllerle hazırlanmış iki kişilik bir masa vardı kızım içinde mama koltuğu koyulmuş hatta ilgilenmesi için otelden görevlendirilmiş bir dadı bile getirilmişti. Gelen konukları karşılamamız bitmiş bizde yerimize geçmiştik. Hafif yunan müzikleri ortamı güzelleştirirken Uğur kendine kırmızı şarap açtırmıştı ve tabi bana da vişne suyu hazırlatmış 'Kansızsın Zeyno bunu içmek zorundasın' diye diretmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Vakti #dexilkromanim2018
General FictionGeçmiş hiçbir zaman sandıklarda kilitli kalmaz. Sırlar elbet ortaya çıkar...