Bölüm 26 : Minik parmaklar

88 0 0
                                    


Kulaklarımdaki uğultuyla söylenilenleri anlamaya çalışıyordum üzerimden sanki büyük bir tır geçmişte bütün kemiklerim kırılmış gibi hissediyordum. Soğuk bir yerde yatıyordum herhalde bu aylarda üşümem normal değildi çünkü. Gözlerimi aralamaya çalışıyordum ışığa alışmam biraz zaman alacaktı anladığım kadarıyla. Karnımdaki boşluğu fark ettiğimde korku tüm benliğimi sarmıştı kızım yoktu makineden gelen ses artmaya başladığında gözlerimdeki yaşlar istemsizce akmaya başlamıştı bile. İçeri giren doktorla hemşire dehşetle bana bakıyordu. Aralarında tıbbi terimlerle konuşmaya başladıklarında gözlerimi cam duvara sabitlediğimde Uğur'u gördüm kollarında kızımızla o an içimin ferahladığını hissettim kızımı kaybettiğimi düşünme fikri bile çok korkutucuydu. Hemşire burnumdaki hortumu çıkardığında rahatladım. Bana doğru yaklaşarak; "Bayan Eftelya birazdan sizi odanıza alacağız gerçekten çok güçlü bir annesiniz hayata yeniden hoş geldiniz." dediğinde içimdeki heyecanı saklamam mümkün değildi hemşirenin gözlerinin içine bakıyordum sadece. "Ben teşekkür ederim hemşire hanım kızımı görebilmem mümkün mü?" Şevkatli bakışları üzerimde dolanırken "Odaya geçtiğinizde yanınıza geleceğim geçmiş olsun."

İki hasta bakıcı gelip sedyeyle beni odama götürdüklerinde heyecanım artıyordu. Kızımı kucağıma alacaktım kokusunu duyacaktım. Bunun hayaliyle yaşarken şimdi gerçek olmuştu her şey. Odaya girdiğimde herkes buradaydı, gözlerimi devirme isteğimi bastırmam çok zor oldu. Hepsi kızımı görmüştü ve ben en sona kalmıştım ne kadarda can sıkıcı bir durumdu böyle.

Yatağıma geçtiğimde odanın detaylarını yeni yeni fark ediyordum. Pespembe bir şekilde dekore edilmişti odamız. Anlaşılan o ki burada bayağı kalacaktık Tülay abla iyi iş çıkarmıştı doğrusu. "Evet beyler, şimdi hepiniz dışarı ben güzel gelinimi giydireyim ilk önce. Daha sonra girersiniz içeri." Yaa ben kızımı görmek istiyorum ne giyinmesinden bahsediyordu ki şimdi bu kadın. "Tülay abla boş ver giyinmeyi kızımı verin siz bana öyle merak ediyorum ki." Tülay abla saçlarımı okşarken bir yandan da konuşuyordu. "Uyuyor güzelim bebek odasında birazdan uyanır zaten emzirmen için getirirler. Hadi giydirelim seni de işimiz kalmasın." Hiç hoşuma gitmese de mecbur kabul etmek zorundaydım "Tamam ablacım dediğin gibi olsun Uğur nerede?" Yüzündeki tebessüm biraz artarak cevap verdi "Ayrılmıyor ki odanın camından kızına pek âşık oldu." Olaya bak minik cadı şimdiden hayranlarını toplamış çevresine. "Off yaa tamam giyineyim madem de bir an önce kızımı göreyim."

Başıma kırmızı kurdeleyi de bağladıklarında sırtımı yatağa yasladım kapı çaldığında heyecanımı bastıramıyordum. Kızımla babası içeri girdiğinde gözlerimden akan damlaları tutamadım. Uğur kızımı öyle güzel sahipleşmişti ki kendi bebeği gibi görüyordu keşke gerçek babası hak etseydi de Uğur yerine Ali olsaydı demek isterdim ama Ali bizim için çoktan ölmüştü işte. Hani böyle sevdiğiniz filmlerde kavuşma sahneleri olur ya arkadan fon müziği girerler yavaş adımlarla birbirlerine yaklaşırlar tam olarak yaşadığım buydu benimde saçma sapan drama sahnelerinde gibiydik. Sürekli olaylar oluyordu ama değmişti bee kızım yanımdaydı ya bundan sonra kimse keyfimi kaçıramazdı benim. "Sevgilim, Dorena'ya Merhaba demek ister misin?" İşte oradaydılar kızım ve kızımı emanet edebileceğim tek insan o kadar küçüktü ki öyle savunmasız bir anda korku kapladı içimi. O minik parmaklarının Uğur'un tek parmağını sarmış olduğunu gördüm. "Uğur iyi değil mi bir problem yok çok korkuyorum ben kızıma bir şey olacak diye." Uğur'un gözlerinden bize akan saf sevgiyi hissetmiştim. "Merak etme annesi kızımız gayet sağlıklı tek problemimiz aç olması mama yemeyi kabul etmiyor bir türlü." Dehşetle gözlerimi açtım. "Ne yaptınız peki? Kızım aç mı kaldı bu zamana kadar?" Beni sakinleştirmek istercesine "Sütannesi var hayatım 3 gündür yoğun bakımdasın kızımızı aç bırakır mıyım hiç doğum yapan başka bir hastadan rica ettik bizi kırmadı kabul etti." Vay be demek üç gün olmuştu kızım hayata 'Merhaba' demişti sonunda ikisi de yanıma yaklaştı. Heyecanla kollarımı kaldırdım "Bir ara o hanıma teşekkür etmeliyim şimdi kızımı alabilir miyim?" Uğur'un gülümsemesi iyice genişledi. "Elbette canım."

Yağmur Vakti #dexilkromanim2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin