Multi de Ali :)
"Kızım ben her gün bağırmak zorunda mıyım merdiven başında kalksana Zeyno teyzene gitmemiz lazım pilaçka var bugün." Hayır; ben bu annemi anlamıyorum bu yemek işleri ben olmayınca olmuyor mu zaten yeteri kadar karmaşık bir kafam varken beni neden sürüklüyorsa arkasından bilmem. Bir de sitem ediyor ben her gün bağırmak zorunda mıyım diye. Kalk kızım Zeyno kalk bitmez bu çile.
Yine ultra hız sınırlarımızı zorlayarak saat daha on olmadan cumartesi cumartesi kargalar bile halimize gülüyorken tüm aile olarak yemek verilecek bahçeye gitmeye başladık. Teyzemle eniştemin kendilerine ait bahçeleri olduğundan çeşit meyve ağaçları olsun, zeytin ağaçları olsun, üzüm asmaları hatta bostan bile mevcuttu. Evet; çok büyük bir araziden bahsediyorum orada küçük bir evleri de olduğu için bu düğün işini bahçede yapıyorlardı. Bence bu durum oldukça iyiydi yoksa o evler çok zor temizlenirdi. Bahçeden içeri girdiğim zaman yine o ürperti kapladı içimi. Yaa ben kafayı yedim ya da grip olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum diye düşünürken kafamı kaldırdığım an asıl sebebi gördüm. Tüm heybetiyle o arkadaşımız elinde kasalarla arabadan bir şeyler taşıyordu. O an dünya dönmekten vazgeçti güneş batmaya ay tutulmaya karar verdi yıldızlar Kadıköy - Beşiktaş feribotu gibi oradan oraya kaymaya başladı. Allah'ım olmasın bu işler böyle lütfen lütfen lütfen aşık olmak istemiyorum canımın yanmasını istemiyorum. Beni bu adamın heybetinden uzak tut ne olur.
Kahvaltı ettik hep beraber bahçedeki masada ee açık havada yediğin tüm sebzeleri dalından kopartarak sofra kurunca tadı da bir başka oluyormuş neredeyse bir saattir muhabbet ile sofra başında kahvaltı ediyorduk geniş ailemle ama her güzel şeyin sonunun olduğunu gelen davul seslerinden anlamış olduk. Anlaşılan sağdıç bohçaları geliyordu aceleyle büyükler sofrayı toplarken bizde karşılamak için bahçe girişine doğru yönlenmeye başladık. Kuzenimin üç arkadaşı sağdıçlık bohçası getirecekti teyzem öyle demişti. Arabalar yaklaşmaya başladığı an yine o ürpertiyi hissetmeye başladım ama bu sefer öyle kolay yenilemeyeceğim dedim kendi kendime. Muhtemelen gelenlerin içinde oda vardı yandın kızım Zeyno dedim ve arabadan inenlere bakmaya başladım. Onun indiği arabanın arkasında soyadları olduğunu tahmin ettiğim yazı vardı Efeoğlu. Tüm heybeti ile arabadan indiğinde üstünü değiştirdiğini gördüm. Mavi gömlek ve kot pantolon giymişti. O an içimdenılık ılık bir şeyler akmaya başladı kalbimden mideme doğru ilerliyordu. Annesi olduğunu tahmin ettiğim buradaki hükümet gibi kadın tabirine uyan hanım teyze indiğinde gözleri anında radara girmiş gibi çevresine odaklandı. O esnada yanına gelen kim olduğunu bilmediğim ve ilgilenmediğim çocuğa elindeki bohçayı tutuşturdu. Allah'ım bu nasıl bi otoritedir anlamadım ki resmen iliklerime kadar korkuyordum kadından. Ben öyle alık alık bakınırken bir anda elime verilen tatlı tepsisi ile kendime geldim. Diğer sağdıçlardan birinin annesi olan teyzecik baklava tepsisini ellerime yıktı resmen. Eve doğru ilerlemeye başlarken izlendiğim hissine kapıldım istifimi bozmandan kapıdan içeri tepsiyi uzatıp direk kazanların başına gittim.
Annemler büyük teyzelerden birkaçı ile birlikte yemekleri hazırlarken bende getir götür işlerine bakıyordum. Sonra sağdıç anneleri de yemek yapılan alana gelmeye başladı. Hemen yerimden kalkıp ayakta beklemeye başladım. Kadınlar gelip oturduklarında saygı gereği el öpmesiydi çay ikramıydı derken o mavi canavarın sesini duydum. Her ne kadar annemin kızı olsam da arabalara karşı merakım her zaman vardı. Bunun bir tutku olduğunu biliyordum ve insanın bağlandığı şeylerden vazgeçemeyeceğini de.
Biz Emre ile konuşmaya dalmışken annemin yanımıza gelmesiyle susmak zorunda kalmıştık. "Emre oğlum dayınlar gelmiş Bursa'dan sana zahmet Zeyno ile terminalden alıp buraya getirseniz olur mu teyzecim?" Emre bana göz kırpıp anneme sarıldı. "Tamam; teyze gideriz şimdi Zeyno'la. Dimi kız yürü önümden hadi. " Heyecanımı saklamamın bir anlamı yoktu. "Allahh yürü hadi yürü şu canavarı bir test edelim bakalım." dedim Emre'ye şoför kapısına doğru ilerlerken. "Çok beklersin keçi yan koltuğa geç bakalım canımı yolda bulmadım ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Vakti #dexilkromanim2018
General FictionGeçmiş hiçbir zaman sandıklarda kilitli kalmaz. Sırlar elbet ortaya çıkar...