Bölüm 33 : Gizli saklı

79 1 0
                                    


O güzel günün üzerinden kırk beş gün geçmişti. Güven kelimesinin beden bulmuş hali Uğur'du bana göre. Kendini size sevdirmek için özel bir çaba harcamazdı. Onunla vakit geçiren herkes bir süre sonra bağımlısı olurdu ve bu bana göre çok kıskanılacak bir durumdu. Toplantıdan çıktığımızdan beri konuşmuyordum kendisiyle. Yani iş yapacağız diye sempatikliğini o Alman kırması kıza göstermek zorunda değildi. Evli bir adamla böyle yakın olmak da o kadının ayıbıydı ya neyse. Sonuç olarak yaklaşık 4 saattir Uğur'la konuşmuyordum.

Odanın kapısı açıldığında tüm şebekliğiyle Uğur Bey içeriye girdi. Onun geldiğini gördüğüm gibi gözlerimi yine ekrana çevirdim. Yazılım üzerinde çalışıyordum. Daha doğrusu Uğur'a olan sinirimi yine kodlardan çıkarıyordum. "Merhaba güzel bayan ben buralarda bir şey kaybettim ama bulamıyorum rica etsem bana yardımcı olur musunuz?" Cevabım gözlerimi devirmek oldu. Yaptığı her şeyi muziplikle çözeceğini zannediyordu.

"Acaba nerede?"

"......"

"Benim için çok önemliydi ama? Hiç mi bilmiyorsun?"

"......"

"Sanırım artık yaşamakta biraz zorlanacağım. İnsan kalbi olmadan nasıl yaşayabilir ki?"

"......"

Tam bir zevzekti. Hani annemin bir lafı vardı. 'Çenesi düşük.' İşte Uğur tam da böyle biriydi ama o çenesini her zaman süper kullanırdı. Bendeki inat olmasa şu kurlarına çoktan kapılıp giderdim ya neyse.

"Sevilebileceğim kollara gitsem fena olmayacak sanırım. Neyse görüşürüz." Bir dakika ne dedi o kollar mı? Bilgisayarın ekranını sertçe indirdim.

"Ne dedin sen? Toplantıda yaptıkların yetmezmiş gibi bir de kadının kollarına atılacaksın öyle mi?" Yerimden kalktığım gibi yanına gittim. Hiç umurunda değilmiş gibi yayılmıştı koltuğa. "Düşündüm de ben sevgiye aç bir adamım. O kadında..."

"Sus Uğur sakın o cümlenin devamını getirme." Ayağa kalktı aramızda sadece milimler vardı. Elimi tuttu kalbinin üzerine koydu. "Yaklaşık 5 yıl önce elinin altında atan kalbe inatçı bir kız girdi." Diğer elimi omzuna yerleştirdi. "Öyle bir ele geçirdi ki ne yaptıysam bir türlü atamadım." Belimden tutup kendine yasladı. "İşe bak ki başımızdan o kadar olaylar geçti Tanrı bu kızın bir buçuk yıl önce karım olmasına izin verdi." Dudaklarımızı birbirine sürttü. "Ve şimdi bu inatçı karım hala benim onu bırakacağımı düşünüyor. Ama unuttuğu bir şey var ben yüzsüzüm. Beni kapıdan kovsa bacadan girer yine de onun kalbini çalarım."

Daha önce demiş miydim? Uğur'un kurlarına dayanmanın imkânı yoktu. Eee bendeki inatta bir yere kadar işe yarıyordu.

"Farkında mısın her gün çeneni biraz daha geliştiriyorsun? Bence kendine yeni bir şirket kurmalısın. Reklamında şöyle olsun. Karınızı baştan çıkarmanın 5 altın yolu bu pakette." Boynuma burnunu sürterken gülümsedi bunu hissedebiliyordum nefesi öyle ılıktı ki kendimi kaybetmemek için zor tutuyordum.

"Hiç gerek yok bunlar bana özel kalmalı. Aslında düşündüm de bence biz bu odaya bir takım koydurmalıyız." Eli belimden koluma doğru ilerlerken "Ne takımı?" diye sormuştum.

"Ne takımı olacak yatak odası takımı." Fazla mı sıcak olmuştu ne? Kendimi yörüngesinden çıkaramıyordum ki geri çekileyim. Kapı çalınca uzaklaşmak zorunda kaldık. Nefesimi toparladım. "Girin" dediğimde gelenin Elif olduğunu gördüm.

"Şey Zeynep Hanım personel müdürümüz müsaitseniz görüşmek için geleceğini söyledi ama bir arayın isterseniz."

"Tamam, Elif gelsin aramama gerek yok."

Yağmur Vakti #dexilkromanim2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin