Multi de Mehmet ve Sıla :)
Dostlarla, aşkla geçen rüya gibi bir hafta sonu mu üstelik Cunda'da? Ali ve Mehmet İdil'i rahat gezdirelim diye bizi Cunda'ya aile dostlarına ait olan bu eve getirdiler. Bahçe içinde iki katlı küçük ama sevimli bir evdi. İçimden keşke bizim olsa sadece Ali ve ben kalsak diye geçirirken birden arkamdan biri sarıldı bana. "Keşke bizim olsa bu ev sadece sen ve ben. Günlerce kimseye haber vermeden kalsak ne güzel olurdu." Ali'nin sözleri ile gülümsemiştim istemeden. "Canım sıkılır benim burada tek başıma olmaz öyle." Ali kulağıma doğru sitemle konuştu. "İlişkilerde genelde erkekler odun olur Effi. Neden bizde tersi durum geçerli acaba?"
"O normal ilişkilerde geçerli Ali. Biz normal değiliz ki."
"Öyle mi küçük hanım bak sen." Yanağımdan öpüp eşyaları taşımaya devam etti. O esnada Sıla bir kolumdan İdil bir kolumdan çekiştirmeye başladı. "Ya ne yapıyorsunuz bıraksanıza kollarımı." İdil ciddi bir tonla; "Hiç konuşma kanka bize anlatacakların olduğunu düşünüyoruz." diyerek Sıla2ya baktı Sıla'da cümlesini tamamladı. "Evet, o yüzden sorguya çekeceğiz seni." En etkili kaçış yöntemi inkar. "Saçmalamayın yok anlatacak bir şeyim falan."
"Kıvırma cadı kıvırma, aşkım siz içeride bu cadının ifadesini alırken ben bahçede mangalı yakıyorum." Sende mi yaa bakışı mı attım "Tamam Mehmet, abimin ifadesi de sende." Odaya çıktığımızda beni koltuğa oturtup karşıma geçtiler. Ben ne kıvırsam diye düşünürken İdil ötmeye başladı. "Ben bu bakışı tanıyorum yalan söylemek için düşünüyor şu anda Sıla." Sıla bana doğru yaklaştı "Hiç kaçışın yok sevgili misiniz siz doğruyu söyle?" Bunlar iyice manyak olmuşlar. "Yok, o aşamaları geçtik direk evlendik biz." Hobaa bir dakika bu kız böyle bakışlarınla öldürür beş dakika içinde beni "Bana bak Zeyno seni yolarım şuracıkta kimse elimden alamaz." Ee can sağlığım önemliydi. "Ya ne var be akışına bıraktık ben bizden bir şey olmaz dedikçe inatla sevgilimmiş gibi davranıyor."
"Adam öyle görmek istiyor demek ki abim seni bulmuşken bırakmaz." İdil Sıla'yı onaylarcasına başını salladı. "Ne demek bulmuşken kayıp mıydım ben daha önce?" Kafamı karıştırıyordu bu cadılar. "Yani kayıp demeyelim de fark etmedi diyelim."
"Hadi acıktım ben ayrıca buraya eve tıkılmak için gelmedik daha Dimitri'ye götüreceğim sizi." İdil kim olduğunu biliyordu da Sıla bilmezdi haliyle. "Oda kim ki? Sen nereden tanıyorsun." Azıcık da o sürünsün "Gidince görürsün."
"Effi nerdesin? Bir dakika bakabilir misin?" Ah bu ses.. Hızlıca yerimden kalktım. "Koş koş sesleniyor paşamız bekletme." Sıla ile İdil yan yana çok tehlikeli olmuşlardı güvenliğim yoktu. "Allah kahretmesin sizi emi eh ben sana yapacağımı bilirim İdil."
"Yaa neden tek ben Sıla ile neden uğraşmıyorsun?" Gözlerimi kıstım "Onun zaten sevgilisi var ama sen bittin kızım."
Ali'nin yanına gittiğimde odada valizlerimizin olduğunu gördüm. Ali montunun fermuarını açmaya çalışıyordu. "Yaa baksana atkının ipi takılmış açamıyorum fermuarımı yardım eder misin?" Bende yedim atkının ipi takılmışmış. "Bunun için mi çağırdın yani Ali? Hiç iyi bir yalancı değilsin. Fermuarı açabileceğini ikimizde biliyoruz." Sanki bunu dememi bekliyormuş gibi kurtardı fermuarı. "Evet, hatta bak açtım bile. O yüzden senden başka bir konuda yardım isteyebilirim."
"Ne gibi mesela?"
"Bunun gibi." Bir anda dudaklarıma yapışınca afallamıştım. Şaşkınlıktan gözlerimi açabildiğim kadar açmış olmalıyım ki Ali öperken gülümsemeye başladı. Bu adama gülmek ne de güzel yakışıyordu öyle. Bir süre sonra nefes almak aklımıza gelince ayrıldık. Ali yüzümü ellerinin arasına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Vakti #dexilkromanim2018
General FictionGeçmiş hiçbir zaman sandıklarda kilitli kalmaz. Sırlar elbet ortaya çıkar...