Bölüm 37: Yüzde yüz

74 1 0
                                    


"Uğurrrrrrr! Yetişin bir şey oldu Zeyno'ya." Yukarıdan camdan İdil bağırırken birden kendimi ayakta buldum. Kapıya doğru ilerlerken Tülay abla yanıma gelip Berre'yi kucağına aldı kızımı ona verir vermez merdivenlerden hızla yukarı çıkmaya başladım. Odaya girdiğimde İdil Zeyno'nun yüzüne hafif hafif tokat atarken ayılması için uğraşıyordu. Yere eğildiğimde yüzü bembeyazdı. "Ne oldu İdil böyle bir anda bir şeyi yoktu." İdil çok telaşlıydı. "Bilmiyorum konuşuyorduk ne giysek diye bir anda bayıldı. Hah kendine geliyor sanırım." Başını bacaklarımın üzerine aldım. "Güzelim ne oldu da bayıldın böyle yüzün bembeyaz. Bir yerin mi ağrıyor?" Gözlerini araladığında zor bir iki kelime söylemişti. "Uğur ben kötüyüm sanırım midem." Zehirlenmiş miydi acaba? Kucağıma aldığım gibi yavaşça inmeye başlamıştım merdivenlerden. "Merak etme güzelim şimdi hastaneye gidiyoruz."

Akif baba arabaya bindiğimiz gibi ilerlemeye başlamıştı. "Kahretsin nüfus pasaport hepsi valizdeydi. Anne arasana evi getirsinler." Zeliha anne arkaya doğru döndü neye şaşkındı bilmiyorum. "Tamam oğlum, ben ararım hemen getirirler."

Acil kapısından içeri girdiğimizde Zeyno'yu hemen sedyeye yatırmıştım. Yüzü kireç gibi olmuştu. "Kesin midesini üşüttü." Doktor geldiğinde kendi kendimde mırıldanıyordum. İlk önce karnını açıp birkaç kez eliyle bastırdı. "İsminiz neydi konuşabilecek durumda mısınız?" Ya bu doktor da neyin kafasındaydı ki hali yoktu ki bir şey söylesin. Başını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Sanırım kusacağım."

"Hemşire hanım bayandan kan alalım geniş tarama istiyorum. 1 ampul ağrı kesici enjeksiyon yapalım. Damar yolunu açın izotonik serum istiyorum vitamin takviyeli." Perdeyi açıp dışarı geçtiğinde bende arkasından gittim. "Doktor hanım eşimin neyi var?" gülümseyerek bana döndü. "Vücut halsiz kalmış sonuçlar çıkmadan bir şey söylemem mümkün değil ama yediği bir şey de dokunmuş olabilir. İshal ya da kusma oldu mu?" Başımı salladım "Hayır sadece biz bugün geldik yurtdışından muhtemelen halsiz kaldı."

"Sonuçları bekleyelim bakalım serum birazdan rahatlatır. Geçmiş olsun."

"Teşekkürler."

Zeliha anne içeri geldiğinde Zeyno'yu acil müdahale odasına geçiriyorlardı. "Kaydı açtık çocuğum ne dedi doktor?"

"Sonuçları bekliyor annem. Sanırım halsiz kaldı yordu bugün yolculuk ağır gelmiş olmalı" Kolumu tuttu "Hadi yanına girelim."

***

Sedyeyi yatak olması gereken yere koyup sabitledikten sonra hasta bakıcılar odadan çıkarken Uğur'la annem içeriye giriyordu kim bilir İdil ne uydurdu diye düşünmeye başladım. Bir anlık bulantı olmuştu ama daha iyiydim şimdi. "Güzelim iyi misin korktum." Gülümsemeye çalıştım sen bu kadar benimleyken nasıl iyi olmazdım adam. "İyiyim hemen hastaneye getirmişsiniz biraz dinlensem geçerdi." Elini başıma koydu ateşim var mı yok mu görmek için. "Zeyno güldürme beni sen baş ağrın tuttuğunda 3 gün yataktan kalkamıyorsun dinlenince geçecekmiş. Ne zaman dikkat etmeyi öğreneceksin. Ömrüm hatun; her korkuttuğunda biraz daha azalıyor bu gidişle genç dullar arasına gireceksin." Kaşlarımı çattım. "Benim kocam öyle kolay bırakmaz beni bayım. Kendisi bağımlı benim kokuma."

Annem olmasa öperdi biliyorum zor tutuyordu kendini, alnıma kondurdu öpücüğümü başını kaldırırken ifadesi 'idare et ödeşiriz' der gibiydi dudağımı ısırdım. "İyiyim bakma şöyle. Alışamadın gitti her seferinde ortalığı birbirine katıyorsun. Ağız tadıyla hasta olamıyorum senin yüzünden." Uğur sandalyeyi çekti kenardan. "Gel annem otur şöyle ayakta kalma yorgunsun baksana çenesi düştüğüne göre iyi bu hatun." Oww dedim kendi kendime Uğur annem mi dedi? İşte Zeliha sultanın zaafı. Birinin kendisine annem diye seslenmesine kayıtsız kalamazdı. Ona bir şey yaptırmak istiyorsak annem demek yeterliydi. "Geçeyim çocuğum akıl mı kaldı bende o kadar zaman sonra kızıma kavuşuyorum sonu hastanede bitiyor."

Yağmur Vakti #dexilkromanim2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin