Multi Efe :)
"Tülay abla bu akşam biz gelmesek sen Berre ile başa çıkabilir misin?" Aklımda planlarım vardı. "Olur oğlum zaten artık emmiyor annesini eskisi gibi huysuzlukta yapmıyor kuzucum hayırdır plan mı yaptın?" Bana Tülay ablayı bile sevdirmişti yüreği güzeldi bu kadının bee. "Zeyno aylık bakım diyelim çaktırma da biliyorsun azıcık kıskanç" Elimle azıcık işareti yapmıştım. "Benimle ilgilenmiyorsun diye sorun çıkarıyor sonra." Sessiz sessiz gülmeye başladı Tülay abla. "Haklısın nasıl desem Zeyno biraz fazla heyecanlı bir kız ve fazlaca ilgi görerek büyümüş anladığım kadarıyla." Elimi omzuna attım masaya doğru giderken. "Aman abla kibar olmanın bir yararı yok sen şuna şımarık de olsun bitsin."
"Kimmiş o şımarık?" Arkamı döndüğümde hayatımın iki kadınına baktım ölürdüm be bunlar için. "Kim olacak Efe." Topu hemen üvey kardeşimin üzerine attım. "Kendisi bu yaz gelmemek için bahaneler sıralamış annesine." Tülay ablaya çaktırmadan göz kırptım.
"Eee iyi de ben olsam bende gelmezdim adam resmen hayatını yaşıyor."
Her şeyi düzeltmişti görünmez bir asa vardı sanki bu kadının elinde. İlk önce Tülay abla ile aramızı düzeltti sonra Efe ile. Aslında güzelmiş insanın bir kardeşi olması. Efe benim gibi eksik bir çocuktu. Birimiz anne yoksunuyduk birimiz baba. Gerçi babam Efe'yi benden ayrı tutmamıştı üzerine bir de beni reddetmişti. Ama dediğim gibi hepsi bu güzellik sayesinde geride kalmıştı.
"Tamam, ona Zürih kapılarını ben açmış olabilirim ama bu demek değildir ki yazları da orada kalacak. Tıpış tıpış dönecek Cenevre'ye." Zeyno elleriyle konuştu yine çok beklersin dercesine. "Sen adama Zürih'te ortam kur, ona depodan ev yap, üzerine git bütün numaraları göster sonra da gelsin diye bekle. Valla Uğur'um kusura bakma da ben olsam hayatta gelmezdim tatile falan."
Madem abiydim bari tam abi olayım diyerek Efe'ye destek çıkmıştım. Oda beni büyük bir yükten kurtarmıştı babamın işleri devralma sözü vermek gibi. Evet, şimdilik babam bir şekilde idare ediyordu ama bir süre sonra geçin şirketin başına haytalar diyebilirdi. Ben ne anlardım işletmecilikte benim işim başkaydı. Ben o kurtlar sofrasında daha ilk günde yem olurdum yem.
O yüzden aramızda gizli bir anlaşma yapmıştık Efe ile. Efe işletme okuyup babamın şirketini yönetecekti bende ona tam yetki verecek kendi işimle ilgilenecektim. "Gelecek Berre'nin doğum gününde burada olacak söz verdi. Amca sözü dedi üstelik."
Ben kan bağının bir önemi olmadığını Berre doğduğunda anlamıştım o günden sonra bu mucize bize birçok mutluluğu getirmişti. Gerçek bir aile olmuştuk en başta. Biz burada kalacağız diye Tülay abla onu büyükannesine gönderince ister istemez bir kırıklık olmuştu içimde. Hastaneden çıktığımız zamanlarda gidip Efe ile konuşmuştum bir abi gibi. Oda benim sözümü dinleyip kararını vermişti. Şimdi ise aramızdan resmen su sızmıyordu.
"Bakıyorum uzaklara dalmışsınız Uğur Bey. Hayırdır nerede battı gemiler?"
"Valla baba her geçen gün kan kaybediyoruz diyeyim sana Efe Efendi gelmeyeceğim diye tutturmuş."
"Bok gelmeyecek ne demek gelmeyeceğim bacaklarını kırarım onun ben be." Tipik babam asar keserdi ama hepsi lafta kalırdı. Zeyno'ya göz kırptım izle der gibi. "İyide sen böyle söylersen neden gelsin adam. Resmen hayatı tehlike de."
"Kimin hayatı tehlikedeymiş hayatı tehlike de olsa bu adam burada olur muydu?" Hepimiz aynı anda sesin geldiği yöne bakınca selam çaktı Efe. "Guten morgen surprise" dediğinde annesine sarıldı. Güzel hamleydi kimin çırağı dedim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Vakti #dexilkromanim2018
General FictionGeçmiş hiçbir zaman sandıklarda kilitli kalmaz. Sırlar elbet ortaya çıkar...