26. Bölüm: Panzehir

24.9K 1.1K 277
                                    

~


~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

26. BÖLÜM

"PANZEHİR"

Babamın kederli bakışları bana hep kim olduğumu hatırlatırdı. Onun kahve gözlerinde hüzünlü silüetimi görmeden geçen zamanda kendimi unutmuşum gibi hissediyordum. Akşamki hislerin etkisi altından hâlâ tam çıkamamış olduğumdandı belki, aynaya baktığımda yüzüm kızarıyordu.

Babama ihanet etmişim gibi geliyordu.

Kış şiddetleniyordu. Dışarıda yağmurla karışık kar yağıyordu. Kırık soğuğun arasında biraz yürümek ve sıcak simit almak için fırına gidecektim. Uzun siyah paltomu üzerime giymiştim, kapüşonunu da kapatmıştım. Üzerine bağladığım açık yeşil atkım ağzıma kadar geliyordu. Ellerimde eldiven vardı. Soğuğa karşın tüm cephemi almışken onun sesini duydum. Yine salonda uyumuşa benziyordu. Her zamanki gibi birkaç şişe içki ve bitmiş sigara paketlerinin arasından yorgun bakan bir çift kahve göz bana döndüğünde ardıma baktım.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu üzerime kat kat giydiğim kıyafete şaşkınca bakarken.

"Günaydın." derken gülümsemeye çalıştım ama atkım suratımın yarısını kapattığından bunu görmediğini biliyordum. Eldivene rağmen buz kesen ellerimi cebime soktum.

"Fazla erkencisin, gün daha yeni doğuyor." dedi saatine bakarken. Saat altı buçuğa geliyordu. Yine de arka sokaktaki fırının açık olduğunu biliyordum.

"Evet." Suratını sıvazlayarak uykunun mahmurluğundan sıyrılmaya çalıştı. Hep bu koltukta uyuyordu. Üzerindeki kırış kırış olmuş gömleğin kıvırdığı kollarını aşağı indirdi.

"Hava çok soğuk." dedi buz gibi bir sesle. Aslında hava her zaman soğuktu ama köşkün ısıtmasında bir sorun vardı sanırım, tüm soğuk içeri dolmuş gibiydi. Gece dört gibi uyandığımda buz kesmiş bir halde bulmuştum evi. Uzun zamandır evde bu işlerle ilgilenen biri çalışmıyordu. Hatta evde Meryem Anne hariç kimse çalışmıyordu. İç çektim.

"Isıtma sisteminde bir sorun var, tamir için birilerini çağırsan bugün iyi olur." dedim dişlerim soğuktan birbirine çarparken. Soğuktan titreyen sesimi duyunca sesli bir şekilde nefes aldı ve ayağa kalktı.

"Arabaya geç sen, klimayı aç. Anahtarlar şurada." İşaret ettiği büyük masaya baktım. Açık kahve masa örtüsünün üzerindeki anahtarları gösteriyordu.

"Ben fırına gidecektim, biraz da yürüyüş yapmayı düşünüyordum." dedim boş boş bana doğru gelirken.

"Bu soğukta?"

NEFRETİN ESARETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin