Merhabalar! Nasılsınız? Ben çok iyiyim. Karantina sürecinde ders çalışmanın yanında kitap okuma ve yazı yazmaya fırsat bulduğum için şu an aşırı iyi hissediyorum. Umarım siz de iyisinizdir.
Bölümü nasıl bulacağınız hakkında açıkçası bir fikrim yok, tepkilerinizi merak ettiğim çok yer var. Eleştirilerinizi, Nefretin Esareti'nin gidişini nasıl bulduğunuzu merak ediyorum. Geçen bölüm yaptığınız yorumlar için çok teşekkür ederim, yer yer güldüğüm ve beni düşündüren yorumları okuyup cevaplarken kendimi çok mutlu hissettim. Birileriyle yazılarım hakkında konuşabilmek, kendimi nasıl geliştireceğim hakkında sizden fikirler alabilmek yönümü bulmamı kolaylaştırıyor. Bunun için de ayrıca teşekkür ediyorum.
Dinlemek isterseniz diye çok severek dinlediğim şarkıyı da buraya bırakayım: Güncel Gürsel Artıktay - Bana Da Sorma
İyi okumalar!
~
~
28. Bölüm
Uzaklaşma
Hatıralar çoğu zaman kalbimin sesini kısmama yardım ediyordu. Oysa şimdi Dağhan'ın boynuna gömülüp onun kalp atışlarını dinlerken hatıralar alevlerin arasında kalmış, birkaç saniyeliğine de olsa küllenmişti. Ben bu küllerin arasında bile öyle çok kırgınlık buldum ki, geri çekilecek güce kavuştum ve onun kollarından çekip aldım kendimi. Koyu kahve cehennemleri ondan kaçışlarım karşısında sadece gözlerime baktı. Uzun kirpikleri geceye hüznün gölgesini resmeden bir fırçaya benziyordu. Beni çiziyor, boyuyor ve yeniden şekillendiriyordu. Bu durum karşısında yok olmaya yüz tutmuş benliğim kırgındı. Kendimi korumaya çalışıyordum.
Bırakmayacağım, dedikçe sonumuzun yaklaştığı hissine kapıldım. Çünkü büyük konuşmaların er geç bir tokadı olurdu. Gün gelecek, o çekip gidecekti. Hayatlarımız bambaşka yönlere akacak, içinde boğulduğumuz okyanus bizi sonsuza dek ayıracaktı.
Biliyordum ama bunu ona söylemedim.
"Zaman, yeni yollar inşa eder." dedim ruhsuz bir sesle. Bizim sonumuz büyük bir çıkmaza çıkıyordu. "Neler olacak göreceğiz."
Bu bir meydan okuma değildi ancak ses tonum öyle anlaşılmasına sebep olmuştu. Uzun bir sessizlik oldu. Dağhan bu sessizlik adına cebinden çıkardığı sigarasını yakarken huzursuz görünüyordu. Sigaranın dumanı havaya dağılmadan hemen önce göz göze geldik. Başını ne yapacağım ben seninle der gibi sallayarak saçlarımı düzeltti. Ardından iki dudağı arasında kalan sigarasından derin bir nefes aldı ve ileriye doğru bakmaya başladı.
Kafenin önü işlek bir yola açılıyordu. Geçip giden arabaları izledik bir süre. Sigarasının dumanı onun kokusuyla harmanlanıp bedenime hapsolurken boğazımın yandığını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN ESARETİ
Roman pour AdolescentsZümra, babasının geçmişinin kurbanı olduğunun farkında olmadan okulunu bitirmeye çalışıyorken bir gün hastaneden aldığı haberle yerlebir olur. Babası bir kadını bıçaklamıştır. Zümra babasının savunulamaz hatasıyla hayat savaşına bir yenisi eklemişti...