Zümra, babasının geçmişinin kurbanı olduğunun farkında olmadan okulunu bitirmeye çalışıyorken bir gün hastaneden aldığı haberle yerlebir olur. Babası bir kadını bıçaklamıştır. Zümra babasının savunulamaz hatasıyla hayat savaşına bir yenisi eklemişti...
Merhabalar! Uzun bir bekleyişin ardından gelen bir bölüm oldu. Bu süreçte mesaj atan, merak edip soran herkese teşekkür ederim. Diğer bölümlere nazaran bir tık daha uzun bir bölüm oldu. Adım adım ilerliyoruz, ben yokken dokuz yüz kırk bin olmuşuz. Değer verip okuyan herkese çok teşekkür ederim. Bu bölüm için yorum sayımızın biraz artmasını diliyorum, sizin bölümü beklediğiniz kadar ben de eleştiri ve yorumlarınızı bekliyorum. Her yapıcı eleştirinin benim için ne kadar değerli olduğunu biliyorsunuz. Ayrıca ailemizin büyümesi için arkadaşlarını buraya çağıran herkese çok teşekkür ederim.
Bölüm için güzel bir parça: Sena Şener - Her An Gidebilirim
İyi okumalar!
~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
33. BÖLÜM: MAZİ
Bazı yaraların irini hiç kurumuyordu. Benim yaralarım içinde bir cehennem taşıyordu ve ne zaman Dağhan'ın gözlerine baksam, iyileşebileceğine inandığım ne varsa önüme dikilip benden hesap soruyordu.
Köşke gelip üzerimizi değiştirdikten sonra Dağhan beni Selim'in evine bırakmıştı. Berfin ve Selim, dışarıdaki beş korumaya karşın salonda oturuyorlardı ve Berfin Selim'in yaralarını kontrol ediyordu. Hâlâ arada bir deli gibi titriyordu, sonra an geliyor sakinleşiyor ve koltuktaki pozisyonunu değiştiriyordu. Onun Selim'le nasıl ilgilendiğini gördüğümde benim içimdeki boşluk artıyordu. Dağhan da yaralıydı, üstelik vurulmuştu ama onun yaraları sarılamayacak kadar derinleşmiş gibi hissediyordum.
Onun canını yakmak kendi canımı yakmaktan daha acıydı.
"Dağhan en kısa zamanda polis işini halleder, değil mi? Yoksa bak ben gidip şikâyet edeceğim. Ağızlarına tükürsünler şerefsizlerin." Berfin'in sakinleşmesi için papatya çayı yaparken duymuştum onların konuştuklarını.
"Dağhan halleder, biliyorsun. Karıştırma sen şimdi işleri." dedi Selim sessizce.
"Aklım almıyor Selim. Gerçekten aklım almıyor." Beni buraya bıraktıktan sonra Dağhan'ın nereye gittiğini bilmiyordum ama deli gibi merak ediyordum.
