37.KISIM
İstanbul' da yağmur yağıyordu. Samatya hastanesinin girişinde bir yere arabayı park edip danışmadan oda numarasını öğrenip üçüncü kata çıktılar. Bütün aile akrabalar komşular gelip gelip gitmişlerdi. Durumunun iyi olduğunu söylemişti doktor sadece dinlenmeye ihtiyacı vardı. Annesi bu durumdan istifade etmek istemişti. Önce kardeşleri sarılıp hoş geldin dediler. Esat amca onun sırtını sıvazladı. korkulacak bir şey olmadığını söyledi. Esra ' ya kaçamak bir baktı.
- Sende hoş geldin kızım Allah bağışlasın pekte güzelmişsin doğrusu Ömer' i tebrik etmek lazım nasılsın ?
- Teşekkür ederim efendim siz nasılsınız ?
- İdare ediyoruz işte kızım nasıl olalım. Esra daha önce sadece bir kere gördüğü Esma kadınla göz göze geldi.
Bakışları öfkeliydi. Ömer annesinin bakışlarını farkedince yanına yaklaştı eline uzandı. Annesi elini öfkeyle geri çekti. Ömeri'nde morali iyice bozulmuştu.
- Eğer babana bir şey olursa sizi hiç affetmeyeceğim Şimdi gidin buradan gözüm görmesin ikinizi de.
- Babamı görüp gideceğim anne merak etme; Kapıyı yavaşça araladı. Babası uyumayıp tavana bakıyordu. Yanına yaklaşan oğlunun yüzüne bakmadı bile
- Babacığım geçmiş olsun iyi misin bari ?
- Neden geldin ? Sana kim haber verdi ?
- Baba o nasıl söz öyle, ben senin oğlunum.
- Benim senin gibi bir oğlum yok artık .
- Baba ver elini öpelim affet ne olur.
- Senin yüzünden ne üzüntüler yaşadım, bizi suçluyordun ama sende sadece kendini düşündün, şimdi çık git artık seni görmek istemiyorum.
- Baba sen affetmesen de sevmesen de ben seni seviyorum geçmiş olsun. Allah şifa versin. Hastaneden çıkarlarken moralleri iyice bozulmuş içleri kararmıştı. Gözleri dolu dolu olmuştu. Nereye gittiklerini düşünmeden yola çıktılar.
Esra bir şey söylemek istiyor ama Ömer 'in tepkisinden çekiniyordu.
- Ömer bizim boşanmamız lazım. Bir an duyduklarına inanamadı. Kaşları çatıldı yüzü asıldı.
- Sen ne söylediğinin farkında mısın Esra ?
- Ömer eğer söz konusu anne ve baban dışında her ne olursa olsun fark etmezdi. Aşkın uğruna sabreder katlanırdım.
Ama karşımda senin üzerinde hak sahibi olan insanlar söz konusu olunca elim kolum bağlanıyor. Onlar bizi kabul etmemekte çok kararlılar. Ve biz onları yok sayamayız değil mi ?
- Zamanla her şey düzelir sabredersek başarabiliriz.
- Sen demez miydin her zaman Allah kerimdir diyen. Sana boşanalım kopalım demedim ki. Resmi nikah tan boşanırız Allah katındaki nikahımız devam eder. Sen ailenin istediği kişiyle evlenmeyi kabul edersin inanıyorum ki Rabbim bizim için en hayırlısını gösterecektir.
Ömer arabayı sahil yolunda kenara çekip durdu. Uzanıp onun elini sıkı sıkı tuttu.
- Sen ne kadar asil bir insansın sevdiğim derken gözlerinin dolmasını engelleyememişti. İkisi de buldukları çözümün ne demek olduğunu çok iyi biliyorlardı.
Necati başçavuş onların buldukları bu çözümü hiç beğenmediğini Onlara sabırlı olmayı her şeyi zamana bırakmalarını söyledi. Nazan hanım ise bununda bir nevi çözüm olduğunu savundu. kararı kendilerine bıraktılar.
Verdikleri kararı uygulamaya bir türlü cesaret edemediler ama başkada çıkar yol bulamadılar. Ve hakimide güçlükle ikna edip boşandılar. Mahkeme kapısından gözyaşlarıyla ayrıldılar.
NE BİLEYİM
Bu ayrılıkta nereden çıktı ne bileyim ?
Senin olmadığın yer mi var nere gideyim ?
Gözlerimde kanlı yaşlar, yaralı yüreğim
Sensiz kalmadım ki sensizliği ne bileyim ?
Sevdiğimi görmeyecek gözü neyleyim ?
Diller sevgiden mahrumsa sözü neyleyim ?
Sensiz hayat nasıl bir şey ne bileyim?
Sensiz hiç yaşamadım ki nerden bileyim ?
İçindeki isyan duygularını güçlükle bastırıp zile dokundu.
Açılan kapıdan bakan annesi adeta oğluna çıkıştı.
- Neden geldin yine ?
- Size döndüm işte tek başıma,
Duyduğuna inanmadı bir an. Oğlu ona boşanma kağıdını gösterince sevinçten ne diyeceğini bilemedi. Onu içeri buyur ederken elindeki kağıtla adamının yanına koştu.
- Bey oğlumuz döndü. Boşanıp gelmiş af diliyor.
Recep bey duydukları karşısında büyük bir şaşkınlık yaşamasına rağmen
- Madem hatasını anlamış gelip öpsün elimi.
Her ikisi de oğullarının içinde kopan fırtınalardan habersiz çok mutlu olmuşlardı. Şimdi sırada bir türlü gerçekleştiremedikleri niyetlerini uygulamak vardı. Oğullarının nasıl acı çektiğini nasıl mutsuz olduğunu görmezden gelip kendileri mutlu olmuşlardı. Düzelirdi nasılsa yeterki bir aksilik olmasındı. Oğulları hatasından dönmüştü ya önemli olan buydu. Ömer 'in bir anını bile hissetmediği on gün geçti.
Recep efendi 'nin rahatsızlığından eser kalmamıştı. Neşesi yerine gelmiş kendini zafer kazanmış komutan gibi görüyordu.
Aynanın karşısında kıyafetine çeki düzen verdi.
- Hanım hazırsanız artık çıkalım baldıza ayıp olmasın .
- Biz hazırız bey sen önden çık hele.
Ailece çok mutluydular . Nefret ettikleri oğullarını affedip bağırlarına basmışlar şimdide nihayet yılan hikayesine dönen vasiyeti ve Recep efendinin verdiği sözü yerine getirip rahatlaması için rahmetli bacanağının kızı Ayşenur' u isteyeceklerdi.
Esma kadın kendilerini karşılayan kardeşine hararetle sarıldı. İçeri buyur edildiler.
DEVAM EDECEK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNET VADİSİ
ActionCENNET VADİSİ ROMAN ( Yazan Metin Yiğit) Esra Üniversite mezunu sanatçı adayı genç ve güzel bir kız. Nihat Ordu mensubu görevini kötüye kullanan sinsi bir istihbaratçı Ömer Babasının söz verdiği bir evliliğe zorlanan genç bir delikanlı Bu hikaye...