20.KISIM
Esra derin bir uykuya kendini bırakmış güneşin doğuşundan habersiz uyuyordu. Ömerin gözü kaya dibindeki çalıların arasından çıkan küçük bir tavşan yavrusuna takıldı. Çok sevimliydi . Esra' ya süpriz yapmak için arkasına dolanıp onu yakalamayı başardı. Eğildiği yerde yüzüne çarpan serin hava akımı onu şaşırtmıştı.Bulunduğu yer tam kayaların dibiydi bu akımın olması için kayaların arkasında boşluk olmalıydı. Cıvıl cıvıl ötüşen kuş sesleriyle uyanan Esra uykulu gözlerle nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hatırladığında canı sıkıldı. Eğilip çalıların altına üstüne bakan Ömer in ne yaptığını merak etti.
- Ömer orada ne yapıyorsun
Elinde tuttugu tavşan yavrusunu gösterdi.
- Bu kadar şirin bir şey gördünmü hiç ?
- Tavşan yavrusu değilmi o ? Versene bana!
- Şu karşıdaki kayaların dibindeki çalıların içinden
hava akımı geçiyor garip değilmi ?
- Hava akımı için ceryan yapması lazım belki arkasında bir mağara yada geçit vardır.
- Seninle aynı fikirdeyim oraya iyice bakmak istiyorum.
- Neyine bakacaksın gideceğiz nasılsa .
- Ne gitmesi Esra buradan çıktığımız an yakalanma riskimiz var bunu biliyorsun burada bir müddet saklanmak zorundayız.
- Ama ben bu ormanda üstelik arabanın içinde bir gece daha uyuyamam çok rahatsız her yanım tutulmuş. Belki bir pansiyon buluruz şansımızı deneyelim.
- Gördük her yeri tutmuşlar , yakalanmak işten bile değil. Bugün neden vaz geçsinlerki. Daha fazla dayanamayıp ağlamaya isyan etmeye başladı. Onu kendi haline bırakıp bagajdan kahvaltılık bir şeyler çıkardı. Sonra onu çagırdı ağlamaktan güzel gözleri kızarmıştı. Ömer'e onun bu hali çok dokunmuştu.
- Seni üzenlerden hesap soracagım merak etme yanlarına kalmayacak hadi gel birşeyler yemeye çalış. İsteksizce bir şeyler yemeye çalıştı ama sanki lokmalar boğazına diziliyordu.
Ömer Esra' nında yardımıyla meraklarını gidermek için çalıları aralayıp hava akımının nereden geldiğini anlamaya çalıştılar. Fakat sık çalılar ve kökler buna izin vermedi. Çaresiz vaz geçtiler. Akşama kadar etrafı gezip tabiatın güzelliğini izlediler.
Kuş sesleri ortalığı inletiyordu. Mis gibi çam agaçlarının kokusuna çiçek ve diğer bitkilerinin kokuları karışmış insanı adeta sarhoş ediyordu. Etraf cennet olsa, insanın elinde uğraş olmaması yalnız olmaları sıkılmalarına sebep olurdu. Esra soruyor Ömer cevap veriyordu.
Öğlen saatlerinde güneş tepeye yükselince tatlı bir sıcaklık otalığı sarmaya başladı. Geç vakitlerde yatıp sabahın erken saatlerinde uyanan Esra ' yı bir esnemedir almıştı.
- Esra geç arabanın içinde biraz şekerle istersen sanırım buna ihtiyacın var. Güldü kız.
- Ne yapayım ? gece uyutmadın. Sabah erken kalktım. uykumu alamadımki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNET VADİSİ
AcciónCENNET VADİSİ ROMAN ( Yazan Metin Yiğit) Esra Üniversite mezunu sanatçı adayı genç ve güzel bir kız. Nihat Ordu mensubu görevini kötüye kullanan sinsi bir istihbaratçı Ömer Babasının söz verdiği bir evliliğe zorlanan genç bir delikanlı Bu hikaye...