Multimedia; John ve bölümden kare. İyi okumalar...
Bir oyun perdesindeyim ama ne yazık ki başrolün de ben yokum. Ben sadece küçük,köşeye kıvrılmış bir roldeyim, figüran mı? Hah! o bile değilim, o bile çok benim için. Ben oradaki noktayım. Evet, her ne kadar önemli cümleleri bitirmek için kullanılsam da aslında kimsenin umursamadığı o noktayım ben. Peki şimdi hangi noktadayım? Bilmiyorum sadece saçma sapan bir cümlenin sonunda oturup bekleyen o acınası noktayım. Bir uçtan bir uça uzanamıyorum,tutunamıyorum hayata, düşüyorum ve yine o noktaya varıyorum. Nereye mi? Vardığım nokta sensin adam,hikayenin noktasını ben koyuyorum ve yolundan çekiliyorum...oyun senin,başrol senin... ben ise bıraktığın noktada ki o küçük noktayım, nerede olursam olayım hep sana çıkacak o noktadayım şimdi...
Jacob'un önüne geçmiş, John, ateş etmesin diye yalvarıyorum. Şuan John, bana değil silaha odaklanmış durumda ama beni duymak zorunda!
'John, yalvarırım indir şu silahı...' titreyen dudaklarımın arasına bir de titreyen sesim konuldu.
'Julia, çekil lütfen...' dedi John, dişlerini sıkarak. Jacob, öylece duruyordu...
'John, biliyorum şuan düşünemiyorsun, ama lütfen biraz mantıklı ol, onu öldürmek hiçbir şeyi çözmeyecek. Bunu biliyorsun pişman olacaksın şimdi indir şu silahı yalvarırım...' dedim yavaş yavaş yanına doğru yürürken silahı tutan elini tuttum. Ve titreyen ellerinden silahı aldım herkes derin bir nefes verirken Jacob'un sesini duydum.
'Julia, ben...' elimi kaldırdım ve onu susturdum.
'Defol git buradan!' Gözlerime baktı yaşlı gözlerime...
'Dediğimi duydun, şimdi defol!' diye bağırdım. Bir süre anlamsızca baktı ama sonra arkasını döndü ve çıktı gitti. Titreyen ellerim ile silahı John'a verdim. Ayakta duramıyordum parçalanıyordum, görmüyorlardı ölüyordum... John, gelip belimden tutup beni kendine çekti. Kokusu bedenime doldu, saçlarımı öptü...ve fısıldadı
'Geçecek, her şey gibi...zaman gibi, bu geçecek...' ses etmedim. Annemin sesi ile kendime geldim.
'Bitti buraya kadar!' dedi annem. John'dan ayrılıp anneme baktım.
'Jenna, Julia, eşyalarınızı toplayın eve geri dönüyorsunuz New Jersey'e' deyince nefesimi kesmişler gibi hissettim.
'Ne?' dedi Aria, ile aynı anda.
'Dediğimi duydunuz, sizin buradaki aptal yaşamınızdan daha fazla yanlış kişilere aşık olmanızdan bıktım.' bunu derken John'a kaçamak bir bakış atmıştı.
'Hayatta olmaz!' dedim
'Geliyorsun Julia, eğer bu tartışmayı uzatırsan başka bir annen daha olmayacak.' iç çektim. John'a baktım. Kulağıma fısıldadı.
'Annen ile git...en azından bir süreliğine o sakinleşinceye kadar seni bulacağım.' dedi gülümsedim gözyaşlarımın arasından.
'Julia, tamam da ben nereye geliyorum? Okulum var benim!' dedi Aria.
'Yalan söylemeyi bırak Aria, 8 aydır okula gitmediğini biliyorum.' Gözlerim şaşkınca açıldı.
'Okula gitmiyor musun sen?!' diye bağırdım Aria'ya.
'Birbirinizden ne kadar haberiniz olduğu belli' dedi Brian, aptalca bir gülümseme eşliğinde. Ona sert bakışlar attım.
'Şimdi çıkın ve hazırlanın ben bilet işini halledeceğim!' dedi annem. İtiraz etmek istedim,bağırmak istedim ama yapmadım. Çünkü buna gücüm bile yoktu, dediğini yapıp yukarı çıktık Aria, ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SKAO: İntikamın Sızısı 3
Mystery / ThrillerSKAO serisi... Serinin 3. kitabıdır. Bu kitabı okumadan önce 1. ve 2. serisini okumanızı öneririm. Hayatımızın belirli zamanlarında insanların bize ne yapacaklarını söyledikleri anlar olur. Ancak eğer aklınız var ise size söyleneni değil,kendi canın...