''Böyle bitmemeliydi''

170 16 4
                                    


İnanın bölümü nasıl yazdım. Nasıl bir kafayla yazdım bilmiyorum. Henüz kendimi toplamış aşamadayken yazayım dedim sanırım anca bu kadar çıkarabildim. Sizi beklettiğim için özür dilerim. İyi okumalar. Yorum yazmayı unutmayın!




Gülüşüne şiirler yazdığım adam gitti.

Geri de bir damla gözyaşı, bilinmez bir acı,

Ve asla gözünün önünden silinmeyecek hatıralar kaldı...


Aria, gözlerime doğru bakmaya devam etti.

'Gidiyoruz buradan hemen!' dedim. Anlamsızca bir süre daha bakmaya devam ettiğin de.

'Aria, git ve hazırlan!' diye bağırdım. Kendine gelmiş gibi kafasını iki yanında sallayıp, içeri girdi. O sinirle ben de odaya girdim ve Dariel'in ve kendi eşyalarımı hızla bavula tıkıştırmaya başladım.

...

Bavul toplama işlemini bitirdikten sonra sürükleyerek içeri getirdim ve kırılan vazonun yanına koydum. Gidip Dariel'i kucaklayıp aldım.

'Hazır mısın?' dedim Aria'ya. Başını olumlu anlamda salladı.

'Güzel' dedim ve kucağımda Dariel, bir yandan da bavulu çekiştiriyordum. Evden çıktığımız da denizin o esintisini hissettim.

'Nereye gidiyoruz?' diye sordu Aria. İç çektim ve konuştum.

'Avusturalya'da bir otel bulup geceyi orada geçireceğiz daha sonra da bilet alıp, geri döneceğiz'

'Geri derken?' dedi. Aria. Durdum ve sinirle Aria'ya baktım.

'Annemlere gideceğiz!' dedim.

'Ne?' dedi Aria, şaşkınca.

'New Jersey'e geri dönmeyeceğim' dedi Aria.

'Başka bir fikrin var mı?' dedim sinirle ve dişlerimin arasında konuşmaya devam ettim.

'Belki de Dallens'da kalmalıyız he? Böylece onu daha rahat karısından ayırabilirsin!' kaşlarını çattı Aria'ya ve konuştu.

'Bunu nasıl dersin?!'

'Yalan mı?' dedim.

'Sen çok bencilsin' dedi. Bir şeyler kırıktı içimde kimseyi kırmamak için uğraşmıyordum.

'Sadece yürü Aria.' dedim. Sinirliydi ama dediğimi yaptı. Geldiğimiz yolu yine tekne ile karşıya geçerek bitirdik. Oradan da otobüsle Avusturalya'ya geçtik. Yarın sabah için bilet alıp bir otel odasına yerleşmiştik. Dariel, emzirip yatağıma yatırdım. Aria, banyodan çıkıp bana bakmadan yatağa uzandı.

'Özür dilerim' dedim buruk sesim ile. Yatakta doğrulup baktı yüzüme. Gözlerimi duvardaki bir noktaya sabitleyip konuştum.

'Çok özür dilerim. Sadece şuan alt üst oldum. Ne yapacağım? Nereye gideceğim? Hiç bir şey bilmiyorum. Elimde yenilgiden başka hiçbir şey yok' dedim. Aria, yatağından kalkıp yanıma oturdu ve başımı omzuna koyup saçlarımı okşayarak konuştu.

'Bu da geçecek. Neler geçmedi ki?' bir damla göz yaşı süzüldü.

'Geçecek' dedim yutkunurken. Kafamı omuzundan kaldırıp.

'Sen nasılsın?' diye sordum.

'İyiyim.' dedi. İyi olmadığını o kadar belli ediyordu ki ona ters bir bakış attım.

'Ya da iyi olmaya çalışıyorum' dedi. Sessizce gecenin karanlığında birbirimize sarılı bir şekilde öylece durduk. İçimdeki söndürecek hiçbir şey yoktu sanırım en acısıda buydu.

Bağırmak istiyordum canım yanıyor! diye ama beni duyacak kimse yoktu. O gitmişti ardında binlerce sır bırakarak. Derin derin nefesler aldım, yoksa boğulacaktım. Bir an önce buradan gitmek istiyordum.

'Hadi uyuyalım' dedi Aria. Başımı salladım sadece. Dariel'i yatırdığım yatağın yanına sessizce kıvrıldım. Aria, direk yatağa yatarak arkasını döndü. Uyku tutmuyordu. Dariel'e baktım iyi ki o vardı. O benim her şeyimdi. Hayatımdaki en değerli varlıktı. Dariel'in yanından kalktım ve aşağıda yanımda duran bavula uzandım içinden bir defter çıkarıp bir şeyler yazmaya başladım.

Yazmalıyım. Evet bir şeyler karalamalıyım yoksa içimdeki yangın son bulmayacak. Daha da alevlenecek ve sonunda beni de yakıp,kül edecek. Sustukça çoğalıyor içimdeki o boşluk. Ben susuyorum ama kalemime dökülen cümleler kağıtlara taşıyor, onlar asla susmayacak. Ben bitip, tükensem de kalemim gözyaşlarım misali sulamaya devam edecek kağıtları. Bir yerlere gitmeliyim. Belki kaçmalıyım, kendimden, her şeyden. Nereye atabilirim ki kendimi,düşüncelerim benimle sürüklenirken böylesine? Oysa çok seviyorum diyebiliyorum sadece. Çok seviyorum çünkü. Adımın dudaklarından dökülüşünü seviyorum mesela ya da gözleri gözlerime değdiğinde ki o heyecanı. Titreyen ellerimi, elleri ile sarışını seviyorum mesela. Şimdi ise gidişini seviyorum. Öyle güzel inandırmıştı ki kendine, böyle güzel gitmek de bir tek ona yakışırdı zaten. Cesareti yok belli ki bitti demeye, ama öyle güzel bitirmişti ki beni, hayır diyemedim ona. Hoş ben hiç hayır demedim de zaten ona. O karanlık dünyama girdi ben girişini seyrettim. Önce aydınlattı dünyamı, hayatından bir parça olduğumu hissettim. Önce gözleri uzaklaştı benden kaçırdı gözlerini. Sonra elleri, eskisi gibi sarmıyordu elleri bitmişti bir şeyler. En son ise yüreği gitti benden karanlık dünyama bir de soğuk eklenmişti. Şimdi soğuk ve karanlık. Korkmuyorum karanlıktan da şu gönlümü iyice acıtan soğuk olmasa...uykumu getiriyor o soğuk, ama gözlerimi kaparsam ölürüm biliyorum. Geç olmadan gelir misin? Soğuk uyuşturuyor parmak uçlarımı, çabuk gelir misin? Soğuk gözlerimi sadece donuk bırakıyor. Gel? Soğuk kalbimi uyuşturdu artık bir şey hissetmiyorum. Isıtman lazım. Titrek dudaklarım ise hep aynı şeyi söylüyor. ''Böyle bitmemeliydi.''

Derin bir nefes verdim. Defteri yerine bırakıp, yataktaki eski yerimi adlım ve gözlerimi uykuya teslim bıraktım.

Sabah kapının tıklanışı ile uyanmıştı yarı uykulu yarı uyanık kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı açtım. Karşımdaki kişi ile gözlerimi kocaman açmıştım. Beklediğim en son kişiydi belki de.

SKAO: İntikamın Sızısı 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin