'Geçmişimin üstünü örttüm'

158 14 5
                                    

Multimedia: John ve Dariel <3 :) iyi okumalar yorum yapmayı unutmayın!



Bu şehir de kalan tek yabancıyım ben.

Kaçan ama saklanamayan.

Buraya ait değilim.

Sana ait değilim.

Ben kendime bile ait değilim.

Bir yabancıyım.

Kendime,sana ve hayata.

Ölüm ve gülüşün arasındaki ince çizgideyim.

Ve düşüyorum aşağı.

Ne tutan var, ne de ardımdan bağıran.

Düşüyorum...

Hoşça kal benliğim, ben ölüyorum.


Vanuatu'ya yerleşmek hala iyi bir fikir miydi bilmiyordum. Telefonlarımız olmadığı için Dallens'a da ulaşamamıştık. En azından ona açıklama yapmamız gerekiyordu. Oturduğum kanepede yine kıpırdandım. O sırada yanıma Aria, geldi.

'Hey!'

'Hey' dedim zorla gülümserken.

'John, nerede?' diye sordu.

'Yiyecek bir şeyler almaya çıktı' dedim ve derin bir nefesle ayağa kalktım.

'Sen iyi misin?' dedi Aria. Gözlerine baktım onunla dertleşmem lazımdı.

'Şu yeni kız onun adını daha önce hiç duymamıştım'

'Kim?' dedi kaşlarını çatarken.

'Shellia' kaşları şaşkınca havaya kalktı.

'Kıskançlık?' dedi kanepedeki yastığı fırlattım kafasına.

'Dalga geçme. Ciddiyim o kızda beni rahatsız eden bir şeyler var'

'Kızım salak mısın?' dedi Aria. Bu sefer ben kaşlarımı çattım.

'Hayatında bir daha hiç görmeyeceğin bir insan için neden kendini üzüyorsun?' dedi. Haklı yakın bir sürede buradan gidebilirdik, neden kafaya takıyordum ki?

'Haklısın' dedim ve gülümsedim. Aria'da gülümsedi.

'O zaman' dedim ve ellerimi birbirine vurarak

'John, geldiğin de akşama güzel bir yemek yapayım!'

'Oh, be! sonunda güzel bir şeyler boğazımızdan geçecek' dedi heyecanla Aria. Güldüm. O sırada John, içeri girdi koşarak sarıldım ve yanağından öptüm.

'Hayatım özlendiğimi biliyorum ama en azından şu poşetleri bıraksaydım?' deyince bir daha öptüm ve konuştum.

'Akşama mükemmel bir sofra hazırlayacağım!' diyerek ellerindeki poşetleri alıp yanımdaki masaya bırakırken John, konuştu:

'Bu mükemmel! Shellia'yı akşam yemeğine davet etmiştim zaten. Bu harika!' deyince yüzüm düştü ve ona döndüm.

'Akşam yemeğine mi davet ettin?'

'Şey...evet umarım senin için sorun olmaz?' dedi John, ensesini kaşırken bir yandan başımı olumsuz anlamda salladım.

'H-hayır bu harika' dedim zorla gülerek. Aria, sadece omuz silkti bu duruma.

Akşama kadar yemekleri bitirdim. Üstüne temizlik yaptım, Dariel'i emzirdim,altını değiştirdim ve daha bir çok şeyi sonunda bitirdiğim de kendimi koltuğa bıraktım. Çok yorgundum ama kalkıp üstümü değiştirmeliydim. Yerimden zor bela kalkıp diğer odaya geçtim ve siyah uçları dantelli şortumu giydim. Üstüne de göbeğimin üstünde kalan siyah bol askılı mı giydim. Saçlarımı da düzleştirdim ve makyaj da yaptım. Mükemmel olmuştum!

John, eve geldiğin de gülümsedim. Bana bakınca ağzı açık kalmıştı.

'H-harika görünüyorsun!' dedi gülümsedim.

'Aria, nerede?' dedi.

'Biraz buraları dolaşmak istedi gelir birazdan' dedim.

'Dariel?' diye sorunca

'Uyuttum' dedim. O sırada kapı çaldı.

'Aria, gelmiştir' dedim ve John, kapıyı açtığında gülümsemem solmuştu. Gelen Shellia. Lanet olsun ki çok güzel görünüyordu. Beyaz dizlerinin baya üstünde kalan bir etek giymişti. Üstüne de askılı göbeği açık beyaz bir badi giymişti. Göbeğin de piercing vardı. Saçları maviydi! Ve düzleştirilmişti. Yüzünde gram makyaj olmamasına rağmen upuzun kirpiklere sahipti ve soluk beyaz teni,mavi gözleri ile ortama ışıltı saçıyordu. Onun yanında sönüktüm ben. Gülümsedi

'Erken mi geldim?' diye sorunca John, gülümseyerek.

'Hayır. Tam vaktin de geldin, girsene' dedi. Gülümseyerek içeri geldi ve bana sarılarak.

'Merhaba' dedi. Şuan bu kızı kıskanmıyor olsaydım bu kadar cana yakın oluşuyla onunla çok iyi bir arkadaşlığımız olurdu.

'Nasılsın?' diye sorunca zorla gülümseyip, başımı sallarken.

'İyiyim sen?' dedim. Çok içten güldü, gözleri kısıldı kirpikleri ortaya çıktı ve daha güzel oldu!

'İyiyim!' dedi. Çok heyecanlı bir tavırları vardı.

'Güzel. Oturalım mı sofraya artık?' dedim John'a bu gecenin bir an önce bitmesini istiyordum.

'Ya Aria?' diye sorunca.

'Biz oturalım ona ayırırım ben' dedim. Hepsi onayladı ve oturduk. John, yanıma oturdu. Shellia, ise John'un tam karşısına oturdu.

...

Yemek ve muhabbet dönüyordu. Saat ilerlemişti ve Aria, ortada yoktu.

'Ben bir dışarı çıkıp, Aria'ya baksam iyi olur' dedim.

'Ben bakayım' deyince John.

'Hayır hayatım ben bakayım' deyince kalktığı sandalye'ye tekrar oturdu. Dışarı çıktım ve temiz havayı içime çekerken.

'Oh!' dedim. Deniz tam dibim de olduğu için esiyordu ama esmesi içimi serinletmişti. Arka kapıdan içeri giriyordum o sırada Shellia, ve John'un konuşmalarını duydu. Ve kapı ardından kulak kabarttım.

'Saçlarını değiştirmemişsin' dedi John.

'Aslında değiştirdim' dedi Shellia ve devam etti.

'Lila yapmıştım ama sonra kaşlarımın da o renkte olması beni çok güldürdü. Beni öyle görüp dalga geçeceğine emindim' dedi. John, güldü ve konuştu.

'Sana yakıştığına eminim. Yani benim için boyadın saçını?' dedi. Yüzüm iyice düştü ama dinlemeye devam ettim.

'Biraz senin için biraz kendim. Mavi saçlarımı ne kadar sevdiğini biliyorum' dedi. Shellia, ama gülmüyorlardı ikisi de birbirlerine ciddi bakıyorlardı.

'Üzgünüm' dedi Shellia ve devam etti.

'Bunu burada açmamalıydım. Julia, iyi birine benziyor' dedi.

'Öyle' dedi John ve devam etti.

'Başıma gelebilecek en iyi şeydi onun karşıma çıkması' dedi John, gülümsedim.

'Buna sevindim.' dedi Shellia.

'Geçmişi silmene ve buraya tekrar gelmene çok sevindim' dedi.

'Geçmişi silmedim Shell. Geçmişimin üstünü örttüm.' dedi. John. Neyden bahsediyorlardı. O an da Shellia'nın dediği şey ile içimde bir acı oldu.

'Şuan geçmişin üstünü açtın ve onunla aynı masadasın. Hala acıtıyor mu o zaman ki gibi?' ama merak ettiğim John'un cevabıydı. Ne konuda konuşuyorlardı bilmiyorum. Ama John, cevap verdi.

'Şuan en çok acıtan şeyin geçmişim olmadığını anladım. En çok acıtan şey şuan seninle ayrı hayatlarda oluşumuz' dedi. Kalbimin kırılan sesini duydum o an. Ve bunun nedeni bir gün önce acılarımdan öpen adamın şimdi beni o acılara gömüyor olmasıydı.

SKAO: İntikamın Sızısı 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin