'Annemin ve kardeşlerimin ölümünden ben sorumluyum.'

195 14 40
                                    

Multimedia'daki şarkı ile okuyun :) Yorumlarınızı belirtiniz lütfen. İyi okumalar!



Biz kaybedenlerdik. Bunu kabullenmedik hiç bir zaman. Çünkü ağır bir kelimeydi bu bizim için. Kaybetmek...ağır,zavallı ve güçsüz gösteriyordu. Bu yüzden onun yerine 'yalnızlık' koyduk adını.' Kaybettik' demedik, 'yalnızlık' dedik yerine. Ve yine sanki biz seçmişiz gibi kaybetmeyi, yalnızlığı sevdiğimizi söyledik. Dünya koca bir yalan ile dönüp durdu. Biz ise nerede bir karanlık görsek oranın adını yalnızlık koyuverdik.

1 hafta sonra

Bir hafta geçmişti üzerinden. John, hastaneden çıkmış evimize gelmiştik. John, yavaş yavaş toplamıştı kendini şimdi ise çok daha iyidi ve bu beni çok daha mutlu ediyordu. O iyi oldukça ben de güçlü hissediyordum. Dariel'i emzirip küvözüne geri koydum. Merdivenin korkuluklarına tutunup inen John'a baktım.

'Yardım ister misin?' diye sordum.

'Hayır. Her işime sen koşamazsın, bazen insanlar yalnız işemek ister' dedi gülümsedim.

'Tabi ki buyurun bay çok işeyen!' dedim elimi havada sallarken.

'Şimdi de çok işeyen mi oldum? Bu verilen ilaçların suçu!' dedi güldüm. Sonunda merdivenleri inmeyi bitirdiğin de kanepeye oturdu.

'Julia?' deyince Dariel'in battaniyesi ile uğraşmayı bırakıp ona döndüm.

'Evet?'

'Bana neler olduğunu anlatmak ister misin? Yoksa bir hafta daha bekleyelim mi?' dedi.

'Ne konuda?' dedim. Arkaya iyice yaslandı ve tek kaşını kaldırıp konuştu.

'Sürtüğün teki tarafından göbeğimde açılan delikten bahsedebiliriz mesela?' dedi. Derin bir nefes aldım.

'O an baygın olduğunu sanıyordum?' dedim.

'O an baygındım zaten. Sen eve girdiğin de bir daha ses gelmeyince arkandan girip seni aramaya başlamıştım ki yeni bakıcı ile karşılaştım. Seni sorduğum da gözüme doğru bir şey sıktı ve görüş alanım bulanıklaştı daha sonra bir şey ile vurdu ve bilincimi kaybettim. Yani şimdi bunun kim olduğunu ve neden bizle uğraştığını ve şuan nerede olduğunu söylemek ister misin?' dedi. Derin derin nefeslerimin ardından konuşmaya başladım.

'Pekala sanırım her şeyi bilmek hakkın' beni dikkatle izliyordu ona doğru tamamen döndüm ve yanına oturdum.

'Lina değil bakıcının adı ve kızıl saçlı normalde yani saçı peruk ama bunun pek önemli nokta olduğunu düşünmüyorum. Adı Leslie. Yıllar önce bizimle uğraşan bir katilin sevgilisi idi. Ve O katili Dallens, öldürdü ve Leslie intikam almak için döndü ve bunu sevdiklerimden başlayarak yaptı yani senden.' dedim ve derin bir nefes verdim.

'Şuan nerede peki?' dedi.

'Bilmiyorum seni öldürdüğünü düşündü ve kaçtı sanırım.' dedim ona yalan söylemek zoruma gidiyordu ama her şey onun iyiliği içindi.

'Bana yalan söylemiyorsun değil mi?' dedi durdum ve ona baktım.

'Sana yalan söylemem' dedim ve buda bir yalandı. Gülümsedi bana doğru yaklaştı elini yanağıma koydu ve dudaklarıma doğru eğildi. O anda Jacob'un söylediklerini hatırladım ve kendimi geri çektim. John, bu yaptığıma anlam veremedi.

'Bir sorun mu var?' dedi. Kekeleyerek ayağa kalktım.

'Hayır yani şey b-ben biraz yorgunum. Yatacağım' diyerek Dariel'i de alıp yukarı çıktım. Yatak odasına girdiğim de Dariel'i yatağın yanındaki küvöz'e koydum ve yatağa girdim. Ben ondan nasıl ayrılacaktım? Ve Jacob, ile evlenmek mi? Her şey ne zaman bu kadar karmaşık hale gelmeye başlamıştı ki?

SKAO: İntikamın Sızısı 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin