'Sen bana ait değilsin.'

167 18 14
                                    


Biliyorum kısa oldu ama ancak bu kadar yazabildim şuanlık. Uğraştığım başka şeyler olduğu için fazla bekletmemek adına yazdım bu bölümü umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum.



Kimse böyle güzel yakmamıştı canımı.

Kimse böyle güzel gitmemiş,kimse böyle güzel öldürmemişti.

İlktin,bu yüzden çağırırdı gözlerim seni,

Bu yüzden yeşerdi en büyük acım.

Sen şimdi ulaşılmaz bir boşlukta,

Ben ise acının sarmaladığı o ücra köşe de.

Sen ve anıların var.

Elim de bir sigara çekiyorum içime, adın kaldı sadece esen rüzgarda.

Sahi, bir gün senin kokunu getirir mi bana?

Savrulan saçlarının bir teline,dudaklarındaki tek bir cümleye hasretim.

Bütün şiirler sana adam.

Bütün şehirler beni bekler, ben seni.

Ne bir umut kaldı geride, ne bir ses.

Ben bağırdım, sen bana sağırdın.

Ben ağladım, sen bana kördün.

Şimdi geride kalan, bir şiir, bir sigara,

Bir acı ve acımasızca öldürülen bir yabancı...

Sendin bu geminin tek kaptanı.

Şimdi gemi sensiz,limanlar sessiz...

Gittin, aşkların en güzeli,

Tek bir veda ardında, hoş çakal sevgili...

Jacob'u vurmuştum. Ama hastanedeydik şuan ve durumu gayet iyidi. Dallens, İra, yanımdaydı. Aria, evde Dariel'in yanındaydı. Nasıl yapmıştım bunu? Ne düşünüyordum? Vurunca bütün sorunların çözüleceğini mi? John'u bulmalıydım. Şuan en çok ona ihtiyacım vardı.

'Ben gidiyorum.' dedim oturduğum sandalye de ayaklanırken.

'Ne? Gidemezsin!' dedi Dallens.

'Bak, biliyorum onu vurdum ve benden şikayetçi olursa gerçekten geleceğim. Ama şuan John'u bulmaya ihtiyacım var.' dedim ve tam giderken koluma yapıştı Dallens.

'Hepsi onun yüzünden değil mi? O hayatımıza girdiğinden beri sorunlarla boğuşuyoruz.' dedi güldüm ama keyifsizce bir gülüştü.

'O hayatımıza girdiğinden beri mi?' dedim ve devam ettim.

'Ondan önce hayatımız mükemmeldi dimi?' dedim ve fısıldayarak.

'Cesetlerle uğraşmamız gerçekten mükemmeldi dimi? Bak o hayatıma girdiğinden beri kimseye zarar vermedim' dedim. Dallens, kaşlarını kaldırıp:

'Öyle mi?' dedi.

'Jacob'u sayma o kaşındı.' dedim. Ofladı ve bende bunu fırsat bilip oradan çıktım. Havanın kararmasıyla esen rüzgar şiddeti daha da artmıştı ama umrumda değildi. Şuan sadece onu istiyordum. Nerede bulacaktım? Eve gitse Aria, arardı. Onun hakkında hiç bir şey bilmiyordum ki, nereye gider, ne yemek sever. Hiç birşey!

Derin bir nefes verdim yürümeye devam ettim. Babasına gitsem daha da olay karışırdı ve beni tutuklardı bu tam bir salaklık olurdu. Farkında olmadan eve kadar yürümüştüm. Evin iki sokak ötesindeydim ve büyük merdivenlere oturup, sigara içen birini gördüm. Bu John'du! Hemen yanına yürüdüm ve karşısında durdum. Saçlarımı kulağımın arkasına iteleyip.

SKAO: İntikamın Sızısı 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin