SKAO: İntikamın Sızısı 3

Her şey şimdi bitecek!

Gecikme için çok çok üzgünüm iyi okumalar yorumlarınız bekliyorum. :)

Multimedia: John <333

Yorgun bakışlarımda saklı hayallerim.

Ve çırpındıkça batan bir benim.

Kaçabilecek binlerce şehir varken,

Senin mahzenin de tutuklu kalmayı isteyen bir benim...

Karşımda ki kişiye bakmayı sürdürdüm. Cümleleri aradım. Nereye kaybolmuşlardı?

'Jacob?' dedim fısıltı halinde. O ise gülümsemesini sürdürdü.

'Sanırım beni beklemiyordun?' dedi.

'Tabi ki seni beklemiyordum' dedim.

'N-ne işin var burada?' dedim.

'Sizi almaya geldik' deyince kaşlarımı çattım.

'Geldik?' diye sordum.

'Dallens, aşağıda bekliyor'

'Bir saniye anlamam için izin ver olur mu?' dedim.

'Tabi ki' dedi gülerken. baş parmaklarımı şakaklarıma bastırıp düşünmeye çalıştım ama başaramayınca konuştum.

'Olmuyor, olmuyor' dedim ve devam ettim.

'Şunu düzgünce açıklar mısın? Bizi nasıl buldunuz?'

'Şöyle ki, Dallens'ın telefonunu dinliyordum taa ki Aria, arayana kadar sonra yerinizi tespit etmek çok kolay oldu. Ancak oraya gittiğimiz de sizin oradan dün gece ayrıldığınız söylendi biz de Avusturya'nın bütün otellerini araması için görevlilerden rica da bulunduk ve sizi böylece bulduk.' dedi.

'Jacob--'

'Bak sen bir açıklama yapmadan önce şunu söylemeliyim Julia, ben ve John, arasında geçen şeyi bilmen gerekiyor'

'Seni dinliyorum' dedim.

'John, bana geldiğin de tartıştık ve kavga ettik daha sonra ise yorulduk. John'a seni hapise attıracağımı söylemedim. Çünkü bunu asla yapmam evet böyle düşünmeni istedim. Belki ondan kendi isteğin ile vazgeçersin diye ama yapmadın mecburen böyle yaptım. John, iyi biri değil. O manyağın teki gerçek bir akıl hastası Julia. Bunu öğrendiğim için yaptı tüm bunları sen bunları öğrenmeden buradan kaçırmalıydı seni ve yaptı da.' Bunları duyduğum için elim ayağım titremişti. John, bana hiç açıklama yapmamıştı bu yüzden miydi?

'O bir psikoloji öğrencisi' dedim onu savunurken. Gülümsedi ve devam etti.

'Hayır değil. O bir dissosiyatif (kişilik bölünmesi)'

'Hayır,hayır yalan söylüyorsun!' diye sesimi yükselttim o anda Aria, yarı uyanık gelerek.

'Ben hayal mi görüyorum yoksa karşımda duran Jacob mı?' diye sordu.

'Ta kendisi ama konumuz bu değil' dedim. Aria, uyanmaya çalışırken ben devam ettim.

'Yalan söylüyorsun değil mi?'

'Hayır, Julia, gerçekten hiç farketmedin mi? Bir anda değişen ruh hallerini? Bir anda dünyanın en iyi adamı olabilir, belki bir süper kahraman ama bir anda dünyanın en gözü dönmüş psikopatı olabildiğini farketmedin mi gerçekten?' dedi. Evet bu tam da John'du. Şuan ayakta durmak için hiçbir sebebim kalmamıştı.

'Onu görmem lazım' dedim.

'Bir akıl hastasını mı?' dedi Aria.

'O bir akıl hastası değil!' diye bağırdım.