Multimedia; John :) İyi okumalar,lütfen yorum yapın...
İnsanların gerçek yüzlerini görmek istiyorsanız onlara iyi davranın. O zaman gerçekten hain mi, yoksa dost mu olduklarını anlarsınız...
Aklımın alması için bir saniyelik olsa da düşünmeye çalıştım. Bebeğim yaşıyor muydu? Bu eğer gerçekse bunun için her şeyi mi verebilirdim. Hızla Jacob'u aradım.
'Aç şunu lanet olası, aç!' sonunda açabildiğinde.
'Bebeğimin yaşadığını söyledin?!' diye telefonda bağırmaya başladım.
'Julia, sakin ol' dedi ve iç çekti.
'Henüz emin değilim, sadece senin hastaneye yattığın an içerisinde bir bebek dünyaya gelmiş.' Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Ve sinirle bağırdım.
'Orası hastane lanet olası! binlerce bebek doğuyor saniyeler içerisinde!'
'Bana bağırmayı keser misin? Bu bebek bir prematüre (vaktinden önce doğan bebeklere denir.) ve sahipsiz. Annenin hayatını kaybettiğini söylediler, ancak ben öyle olmadığını düşünüyorum. Bebek erkek ancak bunun öğrenmenin tek yanı test yapmak. Bunların hepsi bir tesadüf olamaz.' dedi.
'Umarım doğru söylüyorsundur.' deyip telefonu kapattıp, bizimkilere döndüm.
'Gitmemiz lazım hem de hemen! o bebek benim bebeğim olabilir...' dedim John'a bakarak. Yüzümü avuçlarımın arasına aldı.
'Bu kadar umutlanmamalısın' dedi ve devam etti.
'Her ne kadar doğru olmasını istesemde...' dedi. Ellerini çektim yüzümden.
'O benim bebeğim! bunu hissedebiliyorum, buradan hemen gitmeliyiz.'
'Ama yarına kadar uçak yok' dedi. Dallens.
'Sabahı beklemek zorundayız.' dedi Aria.
'Bak hayatım, şimdi bir otel bulup dinlenelim yarın sabah erkenden gideceğiz sana söz veriyorum' dedi John. Çaresizce onayladım.
Gece gece bir sürü otel dolanmıştık ancak hepsi doluydu. Yağmur hızını kesmemişti.
'Ne yapacağız?' diye sordu Dallens.
'Burada hiç arkadaşın yok mu?' dedi Aria.
'Aslında bir sürü vardı ancak burayı terk etmem ile birlikte hepsinin izini kaybettim. Hepsi ya taşındı ya da başka yerlerde.' deyip itiraf ettim.
'Harika dışarıda kaldık' dedi Dallens.
'Aslında...' deyip John'a döndüm.
'Ne?' dedi John.
'Bir yer biliyorum.' dedim.
'Harika gidelim o zaman?' dedi John.
'Ama...şey' Kaşının tekini kaldırdı ve bana bakmayı sürdürdü.
'Tim'in annesinin evi.' dedim ve dudaklarımı ısırmaya başladım. Alaycı bir tavırla güldü ve konuştu.
'Hayatta olmaz.'
'John, dışardayız,gidecek yerimiz yok,ıslandık ve yorulduk. Ailemin yanına geri dönmemi mi isterdin?'
'Gerekirse evet' dedi.
'Biliyor musun?' deyip yanına yaklaşıp konuştum.
'Seninle bu tartışmayı yapmayacağım. Gidiyoruz Dallens ve Aria.' dedim. Ve bavulu elinden çekiştirip aldım ve hızla yürümeye devam ettim. Dallens, ile Aria'da peşimden gelirken. John'da istemeye istemeye peşimizden gelmeye başladı. Dallens, John'a yaklaşıp fısıldadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/45028622-288-k402471.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SKAO: İntikamın Sızısı 3
Mystery / ThrillerSKAO serisi... Serinin 3. kitabıdır. Bu kitabı okumadan önce 1. ve 2. serisini okumanızı öneririm. Hayatımızın belirli zamanlarında insanların bize ne yapacaklarını söyledikleri anlar olur. Ancak eğer aklınız var ise size söyleneni değil,kendi canın...