Bölüm 27:"berdel"

4.1K 186 4
                                    

Oda da tek başıma oturuyorum. Arda hasanla arkadaşlarını ziyarete gittiler. Ev çok sessizdi. Zaten hayatta en büyük korkum yalnız kalmak. Arda olmasa zaten ben hayatta tek başımayım. Sanki o olmayınca nefes alamıyorum gibi hissediyorum.
Evde yapılacak işte kalmamıştı. Zaten iki kişi ne kadar dağıtabilirki. Bunlar iyi günlerim ilerde çocuklar olduğunda oradan oraya zıplayacaklar. Sanki hayal gibi. Ben yine her zamanki gibi hayallere dalmıştım ki kapı çaldı. Zaten ne zaman hayal kursam yarıda kalıyor. Kapıya doğru yöneldim. Aslında arda da yeni gitti o gelmiş olamaz. Kapıyı açtım. Karşım da yirmi beş yaşları civarında , uzun boylu, saçları simsiyah bir kadın duruyordu.
Kadına

"Buyrun "
"Merhaba ben ayşegül, yan komşunuz"
"Merhaba. Hoş geldiniz buyrun içeri geçin"

Ayşegül hanım içeriye geçti. Elinde ki tespiyi verdi. Mis gibi kek kokuyordu.

"Niye zahmet ettiniz?"
"Ne zahmeti canım. "

Ayşegül hanım oturma odasına geçti.
Gülümseyerek

"Tekrar hoşgeldiniz. Bu arada adım ecrin"
"Ecrin hoşbulduk. Size de hayırlı olsun buraya taşınmışsınız. "
"Sağolun. Evet artık komşuyuz"
"Diğer bey eşiniz mi?"
"Evet eşim. Bir hafta önce evlendik"
"Hayırlı olsun. Allah mutlu huzurlu bir evlilik nasip etsin."
"Amin çok sağolun. Siz sağdaki evdemi oturuyor sunuz?"
"Evet. Sekiz yıldır"
"Evlisiniz galiba"
" biz de sizin gibi evlenip buraya taşındık. On yedi yaşımdaydım"

Kadın çok iyi birine benziyordu. Bayagıda sıcak kanlıydı.

Ayşegül

"Evlilik nasıl gidiyor"
"Şuanlık iyi gidiyor. Çok güzel"
"İnşallah devamı da böyle olur"
"İnşallah. Bu arada ben bir çay suyu koyayım"
"Zahmet etmeyin. Ben zaten çay sevmem"
"O zaman kahve "
"Kahve olur"
"Nasıl içersiniz?"
"Şekersiz"

Mutfağa geçtim. Ayşegül'e şekersiz kendime de orta bir kahve yaptım. Bayağıda köpüklü oldu. Valla ben bu işi çözdüm. Tespiye lokum da koydum. Kahveleri biraz fazla doldurmuşum dökmeden odaya götürdüm.

Ayşegül

"Teşekkürler"
"Afiyet olsun"

Ayşegül'ün yanına oturdum. Onu biraz daha tanımak istiyordum. Sekiz yıldır evliymiş.
Ayşegül'e

"Ee sizin hayat nasıl gidiyor. Evlilik felan?"
"İyi gidiyor Allaha şükür. Eşim halil çalışıyor. Bende evde takılıyorum"

Şimdi çocuklar nasıl diyeceğim ama ya çocukları felan olmuyorsa. İkinci bir vaka yaşamak istemiyorum.
Ben sormadan ayşegül

"Çocuk soracaksın ama yok. Çünkü ikimiz de istemedik."
"Neden sevmiyor musun?"
"Aslında severim ama ben bakamam ya. Büyük dert uğraşamam yani"

Tuğba istiyor çocuğu olmuyor. Olanda çocuk istemiyor.
Ayşegül' e

"Ama çocukta evin neşesi"
"Aslında öyle ama daha erken. Otuz beş felan olunca belki"

Yuh! otuz beş dedi ya. Ne diyeyim kendi hayatı. Ayşegül'ün telefonu çalıyordu. "Efendim" diyerek açtı. Eşiydi galiba. En son ayşegül "tamam geliyorum" diye kapattı.

Ayşegül

"Canım ben artık gideyim"
"Ama bunu saymıyorum sonra eşinizle akşam ağırlamak isterim sizi"
"Sıra sizde. Bir akşam eşinizle beklerim"
"Tamam o zaman"

Ayşegül 'ü uğurladım yine yanlız kaldım. Arda gel artık. Sıkıntıdan patlamak üzereyim. Yemek yapsam yemek var. Şimdi digerleri çöpe gider. Sonun da kapı çalıyordu. Resmen koşarak kapıya koştum. Kapıyı açtım arda biraz üzgün bir vaziyette içeriye girdi. Arkadaşına üzüldü kesin.

BAHTSIZ(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin