Bölüm 18:"beyaz gül"

6.4K 280 2
                                    

Nereye baksam ardayı görüyordum. Artık kafayı iyice yedim. Giderken söylediği sözler hiç aklımdan çıkmıyordu. Arda bu sefer çok samimi geldi bana. Hep gözlerimin içine bakarak konuştu. Giderken ağlaması da son nokta olmuştu.
Bir yandan yemek hazırlayıp diğer yandan ardayı düşünüyordum. Bayağı dalmıştım. Bir ara pencereye vurulur gibi oldu. Kafamı çevirdim kimse yoktu. Hafiften pencereye yaklaştım. Pencerenin önünde birşey vardı. Perdeyi çektim pencereyi açtım. Beyaz bir gül ve yanında not vardı.
Notta

"Bu beyaz gül gibi temiz bir sayfaya başlayalım mı? Herşeyi unutup beni affedebilir misin?
Seni kayalıkların orada bekliyorum. Saat 2 de
Ne olur son kez bile olsa gel...
Arda "
Kimse görmeden hemen notu çöpe attım. Gülü atmaya elim varmadı. Benim en sevdiğim çiçek beyaz gül ama arda bunu nerden biliyordu ki. Kesin rasgele almıştır.
Gülü odama götürdüm. Dolaba sakladım. Ardayla buluşmaya gitmeyecektim. Söylenmesi gerekeni dün söyledim zaten daha ne istiyor benden.
İçeriye gittim aklımda not vardı. O kadar çok dalmışım ki aylin abla ercin deyince birden irkildim.

"Efendim abla"
"Ne oldu çok dalgınsın"
"Hiç abla birşey yok"
"Birşey diyecegim sen geldiğinden beri hiç eve gitmedim bugün gitsene"
"Eve mi?"
"Özlemedin mi aileni"
"Özledim, tamam o zaman bugün gideyim"
"Tamam "

Aylin abla beni evden göndermek istiyordu. Kafam karıştı iyi niyetli gibiydi. Neyse nasıl olsa varsa altında birşey çıkar. Ben ne kadar kötü birisi oldum böyle. Herşey de bir kötülük düşünüyorum.
Yanıma bir iki eşya aldım belki bu gece orada kalırdım. Saat iki ye geliyordu. Odaya gidip aylin alblaya "ben çıkıyorum abla"dedim. Aylin abla yüzü gülerek "tamam hadi çık" dedi.
Evden çıktım ama aklımda arda vardı. Her adım attığım da kalbim acıyordu. Şimdi arda beni kayalıkların orada bekliyordu. Ne söyleyecekti çok merak ediyordum.
Bir anda karar verdim arda' nın yanına gidecektim. Ona sonkez barışmamızın imkansız olacağını söyleyeceğim.
Az önce babamların evine giderken zorlanan bacaklarım şimdi koşar adımla kayalıklara gidiyordu. Çok kötü bir şey yapıyordum. Eğer ardayla beni biri görse babama, abimlere söylese ikimizi de öldürürler. Gerçeği ben zaten ölüyüm yaşamımın anlamı yok.
Kayalıklara yaklaşmıştım. Yavaşca yürümeye devam ettim. Arda her zaman buluştuğumuz yerde bekliyordu. Bir süre bekledim. Acaba arda ben gelmeyince hemen gidecekmiydi. Beklemeye başladım. Saat üç olmuştu. Arda hâlâ beni bekliyordu. Bir ara saatine baktı.
Yanına gitmeye bir türlü cesaret edemiyordum.
Zaman çok hızlı geçiyordu. Arda niye hâlâ gitmiyordu anlamadım. Gelmiyordum işte anla artık. Arda sabırla beklemeye devam ediyordu. Saat dört'e geliyordu. Arda saatine tekrar baktı. Oturduğu yerden kalktı. Önce etrafa baktı sonra yavaş adımlarla yürümeye başladı. Gidiyordu, içimden gitme diye bağırmak geldi. Ama yapamazdım. Arda gidiyordu. Bir anda saklandığım yerden çıktım. Bağırarak

"Arda"

Arda bir anda arkasını döndü. Beni görünce koşarak yanıma geldi. Bir anda bana sarıldı. Istemsiz bir şekilde ağlamaya başladım. Bende ardaya sarıldım. Uzun bir süre böyle kaldık. Arda ellerimden tuttu. Gözlerime bakarak

"Ağlamak sana hiç yakışmıyor"

Dedi ve elleriyle gözyaşlarımı sildi. Uzun bir süre sessizlik oldu. Artık eski konuları açmak istemiyordum. Arda gözlerime bakarak

"Ecrin beni affet ben.. "

Derken sözünü keserek

"Arda ben herşeyi geride bıraktım artık eskiyi hatırlamak istemiyorum."

Arda' nın yüzünde güller açıyordu. Elleimi sımsıkı tutuyordu. Ben de kafamı ardanın omzuna koydum. Bir süre sessizce oturduk. Hava kararmaya başlamıştı. Arda

BAHTSIZ(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin