Bölüm 29: "sözlüm"

3.4K 180 6
                                    

Annemin sesiyle gözlerimi açtım.
Annem

"Aysun artık kalk bu ne böyle. Dün de tüm işleri bana bırakıp gittin"
"Tamam kalkıyorum. "

Nasıl uyumuşum her yerim tutulmuş. Saat on olmuş. Sanki bu saatte kalkıp ne yapacağım. Salona geçtim.
Anneme

"Babam nerede"
"Ne bileyim çıktı. Kahveye gitmiştir"

Ne biçim evli bunlar daha birbirlerinden haberleri yok.
Parmağımdaki yüzükle oynamaya başladım. Çok sıkıldım evde. Arkadaşıma felan gitsem annem hayatta izin vermez. Nereye gitsek beraber.
İçimde bir buruktu, ne kadar kavga da etsem annem o benim. Annemi babamı bırakıp bilmediğim bir memlekete gideceğim. Ne kadar abim olsada yine insan kötü oluyor.
Annem

"Sen niye oturuyorsun"
"Anne ben misafirim zaten bir kaç gün sonra gideceğim"
"Sen de gidince babanla biz de geliriz istanbula. Ne yapalım burada tek başımıza"
"Ben de diyorum benim gitmeme hiç üzülmüyorsun meğersem siz planı çoktan yapmışsınız."
"Yaptık kızımda hadi bana yardım et"

Ben ne diyorum annem ne anlıyor. Anneme yardım ettim. Yine bulaşık yıkamak bana düştü. Yüzüğü çıkardım. Sonra takarım takmasam da olur evde kim görecek. Bulaşıkları yıkadım. Nefret ediyorum bulaşık yıkamaktan.
Annem

"Bitti mi işin"

Annem biraz solgundu.

"Bitti de bu halin ne ne?"
"Bacağım ağrıyor nedense"
"Ağrı kesici içsene"
"Bitmiş en iyisi sen git emine teyzenden al"
"Anne ben isteyemem."
"Sanki tuz, şeker isteyecek"
"Babama söyle o alsın"
"Baban akşama anca gelir."
"Off tamam gidiyorum"

Emine teyzemin evi de biraz uzak. İyiki şu berdel işi ortaya çıktıda istanbula gideceğiz. Bu köyde böyle hayat geçmez. Ama yinede memleketim, istanbul'a gidince özleyeceğim.

Yavaş adımlarla emine teyzenin evine gidiyordum. Buğün de sokakta çocuk bile yok. Aslında biraz dolanıp öyle mi gelsem. Yok şimdi annem nerede kaldın diye beni gebertir.
Ara sokakkardan yavaş yavaş yürüyordum. Arkamdan bir ses

"Sözlüm nereye böyle tek başına"

Arkamı bir döndüm osman. Aklım çıktı resmen. Olmayan tansiyonum zıpladı. Bunun ne işi var burada ya. Yanıma doğru yaklaştı.
Biraz kızgın bir şekilde osman' a

"Senin ne işin var burada "
"Seni görmeye geldim"
"Bak birileri felan görecek gitsene"
"Görsünler sözlümsün sen benim"

Delirmek üzereyim. Bir de sözlüm diyor.

Osman

"Az elini uzat"

Elimi arkama sakladım. Off yüzüğü takmayı unuttum
Osman

"Yüzüğün nerede senin"
"Bulaşık yıkarken çıkarmıştım.Neyse benim gitmem lazım"
"Birlikte gidelim"
"Delimisin sen ya babam duyarsa gebertir beni "
"Bir şartla giderim gelirken kayalıklara geleceksin"
"Ne kayalığı ya annem hayatta izin vermez"
"Gizli gel"
"Gelemem annem beni bekliyor"
"Tamam o zaman gideceğin yere birlikte gidelim"

İlerden ses geliyordu. Panikle

"Tamam git geleceğim"

Osman hızla yanımdan ayrıldı.
Ne yaptım ben şimdi onun yanına gideceğim. En iyisi gidince kendimi de kayalıktan aşağıya atayım.
Koşarak emine teyzeme gittim. İlacı aldım. Eve geç kalmamam gerekiyordu. En azından koşarak vakit kazanırım. Daha osman' ın yanına gideceğim. Ne işi var onun burda ya.
Koşarak kayalıklara gittim. Böylece yarım saat vakit kazandım.
Kayalıklardaydım nerede bu osman ya. Etrafa bakarken onu gördüm ileride oturuyordu. Onun yanına gittim. Bağırarak

BAHTSIZ(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin