- 11 -

44.6K 1.8K 130
                                    

   Bir haftanın ardından yeni bir bölüm geldii :D Sizleri beklettim çok üzgünüm fakat vakit bulamıyorum bi türlü :/ Neyse bi dahaki daha çabuk gelmeye çalışıcak. Umarım bu bölümü beğenirsiniz :) Multimedya Cenk :) Şakrıyla okuyun lütfen :)

   Kalbim ile beynim adeta bir savaş halindeydi. 'Mantıklı ol Melis. Kuzey senin sandığın gibi değil.'diyordu beynim. 'Eğer öyle olsaydı şu an yok yere Erkan'ı dövmezdi.' Kalbim gür sesiyle karşı çıkıyordu. ' Erkan Kuzey'in kulağına bir şey dedi, belkide onu çok sinir edecek bir şey dedi.'dedi kalbim Kuzey'i savunurken. 'Ama yinede Kuzey'in dövmesi gerekmezdi!' ' Akıllı ol Melis! Sen sinirlendiğinde Sanem'e saldırmadın mı?!' İki ateş arasında kalmıştım  hemde kendi içimde. Bir de etrafta olanlar vardı tabii. Hem içimdeki gürültüyü, hemde etrafta ki kargaşayı bitirmek için var gücümle "Yeteeeeeeeeeeeer!" diye bağırdım. İç sesimi biraz dindirebilmiştim. Etraftada bir anlık bir sessizlik olmuş ve herkes bana bakmıştı. Erkan ve Kuzey hariç. Erkan'ın bakacak durumu, Kuzey'in de vakti yoktu. Neyseki biri nöbetçi öğretmeni çağırmaya gitmişde, öğretmen çabucak yetişmişti. Seri bir hareketle ikisini ayırdı. O an Erkan'ın yüzünü gördüm, çok korkutucuydu. Burnu, ağzı, kaşı kan içindeydi ve yüzündeki kanlar beyaz gömleğine damlıyordu. Kuzey'in sadece dudağı patlamıştı. Nöbetçi öğretmen ikisinide kolundan tuttu ve sarstı.

  " Burası okul ahır değil! Neyi paylaşamadınız?! Şimdi ikinizde yürüyün!" dedi ve ikisinide hızla götürdü. Bende ister istemez peşlerinden gitmeye başladım. Eda koumdan tuttu ve beni durdurmaya çalıştı.

  " Melis onlarla gitme."dedi onu dinleyecek halim yoktu. Kolumu kurtardığım gibi peşlerinden gitmeye devam ettim. Öğretmen ikisini de tahmin ettiğim gibi müdürün odasına soktu. Kapıda beklemeye başladım . O sırada Cenk'de koşarak geldi. Müdürün kapısında küçük bir kalabalık birikmişti. Cenk'in de ilk işi bu kalabalığı dağıtmaya çalışmak oldu fakat nafile. Cenk'de bunu anlayınca vazgeçti ve duvara yaslandı.

  " Bende bundan korkuyordum."dedi fısıltı halinde . Büyük ihtimalle içinden falan konuştuğunu sanıyordu. Onun olduğu duvara geldim ve dayandım.

  " Neyden korkuyordun?"dedim sorgulayıcı bir ses tonuyla . Yüzünü telaşla bana çevirdi. " Hiiiç."dedi hızlıca.

  " Onların neden kavga ettiklerini biliyorsun değil mi?" dedim bakışlarımı Cenk'den ayırmadan.

  " Hayır, bilmiyorum gerçekten." Bu kadar çok bilmediğini kanıtlamaya çalışması beni şüpheye düşürdü.

  " Emin misin?"dedim son bir kez.

  " Evet, elbette."dedi. Anlaşılan bu mevzuyu öğrenmek için Cenk'in üzerine gitmek doğru olacaktı. O sırada önde Erkan arkada Kuzey müdürün odasından çıktılar. "Pekala."dedim Cenk'e ve Erkan'ın yanına yöneldim. Kuzey'de Cenk'in yanına geldi bana bakarak bir şeyler söyledi. Daha sonra ben Erkan'a döndüm. 

  " İyi misin?"dedim. Müdürün odasında kanları silinmişti fakat hala yaralar kötü gözüküyordu.

  " İyiyim, revire gitmeliymişim. Ne tarafta?"

 " Ben seni götürürüm."dedim. Beraber koridorda yürümeye başladık. Biraz kalabalıktan kurtulduktan sonra ona merak edilen soruyu sordum. " Kuzey'le aranda ne var?" 

  " Bir şey yok, anlayamadım birden saldırdı."dedi sesi çok düzdü hiç bir duygu anlaşılmıyordu bu yüzden yalan mı değil mi kestirememiştim. Bunun üzerine başka bir soru daha sordum.

  " Kuzey'i tanıyor muydun?"

  " Yani."dedi. Biraz daha üstelemeye niyetliydim. " Yani?"

  " Melis bunları sonra konuşalım olur mu?" dedi. Bunun üzerine bir şey demedim. Sessizce revire kadar yürüdük. Revirin kapısında durdu. " İstersen sen git, çocuk sayılmam."dedi ve gülümsedi. 

Lise İneği GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin